Sıkıntılar, günahlara karşı frendir

A -
A +

İnsan demek, muhtâç demektir. Değil insanlar, her mahlûk muhtâçtır. Hattâ, insanın iyiliği, güzelliği, muhtâç olmasından ileri gelmektedir. İnsanın kulluk yapması, gönlü kırık olması, hep bu ihtiyâcındandır. İnsan muhtâç olmasaydı, âsî, taşkın, azgın olurdu. İkrâ' sûresindeki âyet-i kerîmede meâlen; (İnsan, ihtiyâçsız olunca, elbette azar!) buyuruldu. Sıhhatin hep yerinde olması, Allahü teâlâyı unutmaya, Ona isyân etmeye, harâm işlemeye sebep olmaktadır. Allahü teâlâ, acıdığı kullarını dertlerle, hastalıklarla gafletten uyandırmaktadır. Nitekim, hadîs-i şerîfte; (Mü'minlerde, üç şeyden biri bulunur: Kıllet yanî fakîrlik, illet yanî hastalık, zillet, yanî itibârsızlık) buyuruldu. Sıhhatli ve sıkıntısız olmak, günâh işlemeye sebeptir. Âfiyet yani günahlardan uzaklaşmak ise, hastalıkta, sıkıntı çekmekte olur. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Allahü teâlâ buyurdu ki: Hastalık benim kemendim, tuzağımdır ve fakîrlik zindânımdır. Buralara sevdiklerimi sokarım.) "BUGÜN BİZİM BAYRAMIMIZ!" Hazret-i Alî, bir kalabalığı eğlence içinde görüp sebebini sorar. Onlar da; -Bugün bizim bayramımızdır onun için eğleniyoruz derler. Bunun üzerine hazret-i Ali; -Günâh işlemediğimiz günler de, bizim bayramımızdır buyurur. Firâvunun, herkesin kendine tapınmasını istemesine sebep, 400 sene yaşadığı halde, bir kere başının ağrımaması, ateşinin yükselmemesi idi. Bir kere başı ağrısaydı, o saygısızlık hâtırına gelmezdi. Bir kimse, hasta olup tövbe etmezse, Azrâîl aleyhisselâm o kimseye der ki; "Ey gâfil! Sana kaç defa haberci gönderdim. Aklını başına toplamadın." Mü'mine kırk gün içinde, muhakkak bir üzüntü, hastalık veyâ korku yâhut malına ziyân gelir. Hazret-i Âişe validemiz, Peygamber efendimize; -Şehîdlerin derecesine yükselen olur mu? diye suâl edince; -Her gün yirmi kerre ölümü düşünen kimse, şehîtlerin derecesini bulur buyurmuşlardır. Şüphesiz ki hastalar, ölümü çok hâtırlar. Hadîs-i şerîfte; (Ölümü çok hâtırlayınız. Onu hâtırlamak, insanı günâh işlemekten korur ve âhirete zararlı olan şeylerden sakınmaya sebep olur) buyuruldu. Dert, belâ, hastalık ve insanın başına gelen bütün sıkıntılar, aynı zamanda günâhların affolmasına da sebeptir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Sıtma hastalığı, insanın günâhlarının hepsini temizler. Dolu tânesinde toz olmadığı gibi, sıtmalının günâhı kalmaz.) Mûsâ aleyhisselâm, bir hastayı görüp: (Yâ Rabbî! Bu kuluna merhamet et!) diye yalvarınca, Allahü teâlâ vahyedip; (Rahmetime kavuşması için, gönderdiğim sebepler içerisinde bulunan bir kuluma, nasıl rahmet edeyim. Çünkü, onun günâhlarını, bu hastalıkla affedeceğim. Cennetteki derecesini, bununla artıracağım) buyurdu. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "ÖLÜMÜ ÇOK HATIRLAYINIZ!" "Dünyâ, zevk için, lezzet için yaratılmadı. Âhiret, bunun için yaratılmıştır. Dünyâ ile âhiret, birbirinin zıddı, tersidir. Birini sevindirmek, ötekinin gücenmesine sebep olur. Yanî, birinde zevk aramak, ötekinde elem çekmeye sebep olur. O hâlde, dünyâda nimetleri, lezzetleri çok olanlar, bunlara lâzım olan şükrü yapmazlarsa âhirette çok korkacak, çok acı çekecektir. Bunun gibi, dünyâda tehlikelerden sakındığı, çalıştığı hâlde çok acı çeken mümin, âhirette çok lezzete kavuşacaktır. Ayrıca mü'minler, dünyâda, birkaç gün dert, belâ çekmeselerdi, Cennetin lezzetlerinin kıymetini anlayamazlardı." İhtiyaçsızlık, azgınlığa, nefsin azmasına sebep olur. Nefis ise, Allahü teâlânın düşmanıdır. Nefis, zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan çekinmez. Onun zevklerinin sonu yoktur. Dertler, sıkıntılar ve ölümü hâtırlamak ise, emirlere sarılmaya, günâhlardan sakınmaya sebep olur. Kişinin harâm işlemeye cesâretini azaltır. Nefsin azmasına fren olur. Peygamber efendimiz; (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hâtırlayınız!) buyurmuştur. Netice olarak mü'min, belâlardan, sıkıntılardan kurtulamaz. Zira mü'mine gelen belâlar, sıkıntılar, günahlara dalmaması için fren ve günahlarının affına da vesiledir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.