İnsanda nefs olmasaydı...

A -
A +

Allahü teâlâ, hayvanların yaşayabilmeleri ve üremeleri için, onlarda iki kuvvet yaratmıştır. Birincisi, muhtâç oldukları şeyleri istemek, onlara kavuşmak kuvvetidir ki buna, şehvet denir. İkincisi, yaşamalarına zarârlı olan, canlarını yakan şeylerden kaçmak, bunlara karşı savunmak kuvvetidir ki, buna da, gadab denir. Allahü teâlâ, insanlarda da şehvet ve gadab kuvvetlerini yaratmış ise de, insanların muhtâç oldukları şeylere kavuşmaları ve elde ettiklerini kullanabilecek hâle çevirmeleri için, insanları çalışmaya mecbûr kılmıştır. İnsanlar çalışmazlarsa, muhtâç oldukları, gıdâ, elbise, mesken, silâh, ilâç gibi şeylere kavuşamazlar, yaşamaları, üremeleri de çok güç olurdu. Allahü teâlâ, insanlara merhamet ederek, seve seve çalışabilmeleri, çalışmaktan usanmamaları için, Nefs denilen üçüncü bir kuvvet dahâ yaratmıştır. Bu kuvvet, şehvetlere kavuşmak ve gadab edilenlerle dövüşmek için insanı zorlar. Nefs, bu yorucu, usandırıcı işleri seve seve yaptırır ise de, sınır tanımaz. Allahü teâlânın merhameti sonsuz olduğundan, nefsin insanı felâkete sürüklemesine mâni olmak için, nefsin arzûlarına uymayı sınırlayan, hem de nefsi temizleyip aşırı, taşkın olmaktan kurtaran emirler ve yasaklar göndermiştir. Bir insan, işlerini yaparken, İslâm dînine uyarsa, nefsi taşkınlıktan kurtulur. AKL-I SELİM SAHİPLERİ... Nefs, şehveti ve gadabı aşırı çalıştırdığı için, buna uymak insana tatlı gelir. İslâmiyyete uymak ise, bu arzûları frenlediği için, insana acı, zor gelmektedir. Bunun için insan, İslâmiyyete değil nefse uymak ister. Allahü teâlânın merhameti sonsuz olduğundan, insanlarda, saâdeti felâketten, doğruyu eğriden ve faydalıyı zarârlıdan ayırabilen bir kuvvet daha yaratmıştır. Bu kuvvet ise, Akıldır. Akl-ı selîm sâhibi olan kimse nefsine uymaz, İslâm dînine uyar. Aklı dinlemeyen kimse ise, nefsine uyar, İslâm dînine uymaz. Nefs olmasaydı insan, yaşaması, üremesi ve medenî hayât için lâzım olan şeyleri kazanmakta, çalışmakta kusûr ederdi. Ayrıca nefs ile cihâd sevâbından mahrûm kalır ve meleklerden dahâ üstün olmak yolu kapalı kalırdı. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Âhirette olacaklardan, sizin bildiklerinizi hayvanlar bilselerdi, yemek için et bulamazdınız!) Hayvanlar âhiretteki azâbların korkusundan dolayı, yemekten, içmekten kesilir ve bir deri, bir kemik kalırlardı. İnsanlarda nefs olmasaydı, hayvanlar gibi, korkudan, yiyemez, içemez, yaşayamazlardı. İnsanların yaşayabilmeleri, nefslerinin gafleti ve dünyâ lezzetlerine düşkün olması iledir... Varlıklar içinde en câhil olanı, insanın nefsidir. Her isteği, Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerdir. Hep, kendi can düşmanı olan şeytâna uyar ve zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan çekinmez. İnsan haklarını, kanûnları çiğner. Onun zevklerinin sonu yoktur. Hadîs-i kudsîde; (Nefsini, düşmanın bil! Çünkü o, bana düşmandır) buyuruldu. Bu sebeple nefsine uyan kimse, İslâmiyyetin dışına çıkar. Hayvânlarda akıl ve nefs olmadığı için, ihtiyâçlarını bulunca kullanırlar ve bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten şeylerden de kaçarlar. Nefs, iki tarafı keskin bıçak gibidir. Hem de, zehirli ilâç gibidir. Tabîbin tavsiyesine göre kullanan, bundan fayda kazanır. Aşırı kullanan helâk olur. İslâmiyyet, nefsin helâk edilmesini, yok edilmesini değil, terbiye edilmesini, ondan istifâde edilmesini emir etmektedir. HUZURLU OLMAK İÇİN... İslâm dîni insanların dünyâda da, âhirette de râhat ve huzûr içinde yaşamasını istiyor. Bunun için, akla uymayı emrediyor ve nefse uymayı yasak ediyor. Akıl yaratılmasaydı, insan hep nefsine uyar, felâketlere sürüklenirdi. Netice olarak, insanlarda nefis olmasaydı, insanlık kalmaz, meleklik hâsıl olurdu. Hâlbuki, beden birçok şeylere muhtâçtır. Yemek, içmek, uyumak, istirâhat etmek lâzımdır. Süvâriye hayvan lâzım olduğu gibi, insana da beden lâzımdır. Hayvâna bakmak lâzım olduğu gibi, bedene hizmet etmek de lâzımdır. Bu hizmetler ise, nefs sayesinde olmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.