Duâ, ömrü uzatmaz ise de...

A -
A +

Allahü teâlâ duâ edenleri, sıhhat ve selâmet isteyenleri sever. Mü'min sûresindeki âyet-i kerîmede meâlen; (Duâ ediniz! Duânızı kabûl ederim!) buyuruyor. Allahü teâlâ, her şeyi bir sebeple yaratmaktadır. Bir şeye kavuşmak isteyen, o şeyin sebebine kavuşmak için duâ etmelidir. İnsana sıhhat, şifâ vermek için, duâ etmeyi, sadaka vermeyi ve ilâç kullanmayı sebep yapmıştır. Bu sebeple, dert ve belâ gelince, Allahü teâlâya sığınmalı, âfiyet vermesi, kurtarması için duâ etmeli, Ona yalvarmalıdır. Duânın belâyı defetmesi de, kazâ ve kaderdendir. Kalkanın, oka siper ve suyun, bitkilerin yetişmesine sebep olduğu gibi, duâ da, Allahü teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir. Bir hadîs-i şerîfte; (Kazâ-i mu'allakı, hiçbir şey değiştiremez. Yalnız duâ değiştirir ve ömrü, yalnız, ihsân, iyilik arttırır) buyuruldu. VAKİT TAMAM OLUNCA... Allahü teâlânın takdîrinin yani kaderin, Levh-i mahfûzda yazılması kazâdır. Bir kimseye takdîr edilen belâ, kazâ-i mu'allak ise, yani o kimsenin duâ etmesi de, takdîr edilmişse, duâ eder, kabûl olunca, belâyı önler. Ecel-i kazâyı, iyilik etmek geciktirir. Fakat, Ecel-i müsemmâ değişmez. Ecel-i kazâ denilen, meselâ, bir kimse, eğer iyi iş yapar, yâhut sadaka verir, hac ederse ömrü altmış sene, bunları yapmazsa kırk sene diye takdîr edilmesi gibidir. Vakit tamâm olunca, eceli bir ân gecikmez. Birinin üç gün ömrü kalmış iken akrabâsını, Allah rızâsı için ziyâret etmesi ile, ömrü otuz seneye uzar. Otuz yıl ömrü olan kimse de, akrabâsını terk ettiği için, ömrü üç güne iner. Hazret-i Ömer yaralanınca, Ka'bül-ahbâr hazretleri; "Hazret-i Ömer dahâ yaşamak isteseydi, duâ ederdi. Zîrâ onun duâsı elbette kabûl olur" buyurunca, işitenler şaşırıp; -Nasıl böyle söylüyorsun, Allahü teâlâ meâlen, (Ecel, bir ân gecikmez ve vaktinden önce gelmez) buyurdu, dediklerinde; -Evet, ecel hâzır olduğu vakit gecikmez. Fakat, ecel hâsıl olmadan önce, sadaka ile, duâ ile, amel-i sâlih ile, ömür uzar. Zîrâ Fâtır sûresinde meâlen, (Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır) buyurulmaktadır dedi. Dâvud aleyhisselâmın yanına iki kişi gelip, birbirinden şikâyet etti. Dinleyip karâr verip giderken, Azrâîl aleyhisselâm gelip; -Bu iki kişiden, birincisinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti, fakat ölmedi dedi. Dâvud aleyhisselâm şaşıp, sebebini sorunca; -İkincisinin bir akrabâsı vardı. Buna dargın idi. Bu gidip, onun gönlünü aldı. Bundan dolayı, Allahü teâlâ, buna yirmi yıl ömür takdîr buyurdu dedi. Emâlî kasîdesi 62. beytinde; "Öldürülen kimsenin eceli, münkatî değildir. Yani, o ânda, ömrü ortadan kesilmiş değildir" denmektedir. Ahmed Âsım efendi, bu beyti şerh ederken diyor ki: "Ehl-i sünnete göre, öldürülen kimsenin, o ânda eceli gelmiştir. Ömrü ortadan kesilmemiştir. Herkesin eceli bir tânedir." İLAÇ KULLANMAK LAZIMDIR İlâç almak, âyet-i kerîme ve duâ okumak, yazıp yanında taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mâni olmaz ve eceli geciktirmez. Ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sıhhatli, râhat ve neşeli yaşamasına sebep olurlar. Doktor ve ilâç bulmak da, takdîre bağlıdır. Allahü teâlâ, takdîrine göre sebepleri yaratmaktadır. Çok eskiden bilindiği gibi, bir yeri kesilen insanın eceli gelmedi ise, damarı bağlanır, ilâç verilir, ölmez. Eceli gelmiş ise, damarı bağlayacak biri bulunamaz, kanı akar, mikrop kapar, ölür. Yürek adalesi bozuk olana, ölmek üzere olan bir başkasının sağlam yüreği takılıp takılmaması da, ecelin gelip gelmemesine bağlıdır. Kalbin değiştirilmesi de hastayı muhakkak iyi yapmıyor, çoklarının ölmesine sebep olmaktadır. Netice olarak, duâ etmek, ilâç kullanmak, ömrü uzatmaz, eceli geleni ölümden kurtarmaz ise de, ömür, ecel bilinmediği için, duâ etmek ve ilâç kullanmak lâzımdır. Böylece eceli gelmemiş olan kimse, sıhhate, kuvvete kavuşur yani ömrü olanlara faydalı olur. Ancak şifâyı, ilâçtan değil, Allahü teâlâdan beklemelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.