İhtimâl bile olsa...

A -
A +

Allahü teâlâ, insanların dünyâda râhat, huzûr içinde yaşamalarını, âhirette de sonsuz saâdete kavuşmalarını istiyor. Bunun için, faydalı şeyleri emrediyor, zararlı olanları da yasak ediyor. Bu dünyâyı geçici, âhireti ise, sonsuz kalmak için yaratmıştır. Hadis-i şerifte; (Dünyâ sizin için yaratıldı. Siz de âhiret için yaratıldınız! Âhirette ise, Cennetten ve Cehennem ateşinden başka yer yoktur) buyurulmuştur. Aklı başında olan bir kimse, bu dünyâyı fırsat bilir. Bu kısa zamânda, dünyâ lezzetleri ile zevklenmeyi değil, Allahü teâlânın beğendiği işleri yaparak, âyet-i kerîmelerde bildirilen kat kat fazla meyveleri toplamayı ister. Cenâb-ı Hak, bu kısa zamânda yapılacak, hayırlı işlere, ibâdetlere sonsuz ni'metler ihsân edecektir. Peygamberine tâbi olmayan, inanmayanlara da, sonsuz azâb yapacaktır. Sonsuz azâbda kalmak, bir ihtimâl bile olsa, bunu hangi akıl sahibi kabûl edebilir? Hâlbuki, âhiret azâbları, bir ihtimâl değil, meydânda olan bir hakîkattir. Hazret-i Alî; "Müslümânlar, âhirete inanıyor, müşrikler ise inanmıyor. Tekrâr dirilmek olmasaydı, inanmayanlar bir şey kazanmaz, Müslümânlar da, zarar etmezdi. Fakat, müşriklerin dediği olmayınca, sonsuz azâb çekeceklerdir" buyurmuştur. "BU NASIL BİR İMANDIR?!." İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "Yalancılığı çok defa görülmüş olan birisi, düşman bu gece, filan yerden baskın yapacak dese, idâreciler, akıllılar, karşı koyma güçlerini düşünmez mi? O kimsenin yalancı olduğunu bildikleri hâlde, tehlike bulunan işlerde, ihtiyâtlı, tedbîrli, uyanık bulunmak lâzımdır demezler mi?.. Hep doğru söyleyici olan Muhammed aleyhisselâm, tekrâr tekrâr, açıkça, âhiretin sonsuz azâblarını bildiriyor. Buna inanmıyorlar. İnanılsa da, tedbîr, kurtulma çâresi düşünmüyorlar. Muhammed aleyhisselâmın sözlerine, bir yalancının sözleri kadar kıymet vermemek, nasıl bir îmândır? Îmânım var demek, Müslümânım demek, insanı kurtarmaz. Kalbin inanması, yakîn hâsıl etmesi lâzımdır. Hâlbuki, yakîn nerede? Zan bile yok. Belki vehim bile değil. Çünkü, tehlikeli zamânlarda vehim edilen şeye karşı da, tedbîr almak, akıl îcâbıdır." Dünyâya milyarlarca insan gelmiş. Bir müddet yaşamışlar ve sonra da, ölüp gitmişler. Bunların bazısı zengin, bazısı fakîr, kimi güzel, kimi çirkin, kimi zâlim, kimi de mazlûm imiş. Bunların bir kısmı inanmış, bir kısmı ise inanmamıştır. Her iki halde bulunanlar, yâ sonsuz yok olacak, yâhut kıyâmet kopup, tekrâr dirilip inanmayanlar sonsuz azâb çekecektir. Her iki hâlde de, inanmış olanlara bir zarar olmayacaktır. İnanmayanlar ise, sonsuz azâb çekeceklerdir. Şimdi hayatta olan bir kimsenin de, iyi düşünmesi lâzımdır. Çünkü birkaç sene sonra, kendisi de, bunlardan birisi olacaktır. İnsanın şu ana kadar geçirdiği seneleri, nasıl bir hayâl oldu ise, o zamân da, bütün ömrü, bütün hayâtı, çalışmaları, didinmeleri hep hayâl ve bir rüyâ gibi olacaktır. AKILLI KİMSE TEDBİR ALIR Netice olarak insan, kendi isteği ile bu dünyaya gelmediği gibi, kendi isteği ile de buradan ayrılamaz. Dünyada yaptıkları da, yanına kâr kalmayacaktır. Tekrar diriltilip, dünyâda yaptıklarının hesâbı sorulacaktır. Bu hesâbın neticesinde ise, ya sonsuz saâdet veya sonsuz azâb vardır. Sonsuz olarak azâpta kalmak, bir ihtimâl bile olsa, akıllı kimse tedbir alır. Allahın var olduğuna, Cennete, Cehenneme inanmayı, akıl da, ilim de, fen de reddetmiyor. İnanmayanlar, inkâr etmelerine akıl ile, fen ile bir vesîka gösteremiyorlar. Hâlbuki inanmak lâzım olduğunu gösteren vesîkalar sayılamayacak kadar çoktur. İslâmiyet zevki yasak etmemiştir. Zevklenmenin zararlı olmasını yasaklamıştır. O hâlde, aklı olan kimse, zevklerini Allahü teâlânın gösterdiği yoldan temîn etmeli, İslâmın güzel ahlâkı ile süslenmelidir. Böyle olan bir kimse, herkese iyilik eder, kendisine kötülük yapanlara iyilikle karşılık verir. İyilik yapamazsa, hiç olmazsa sabreder. Böylece, dünyada râhata, huzûra kavuşur, âhirette de sonsuz azâblardan kurtulur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.