Resûlullah efendimizin açıklaması olmasaydı!

A -
A +

Peygamber efendimiz, Kur'ân-ı kerîmde icmâlen yani kısa ve kapalı olarak bildirilen hükümleri açıklamasaydı, Kur'ân-ı kerîm kapalı kalırdı. Resûlullah efendimizin vârisleri olan müctehid âlimler de, hadîs-i şerîflerdeki kısa ve kapalı hükümleri açıklamasalardı, İslâmiyyetin hükümleri kapalı kalırdı. Bunun için, her asırda gelen müctehid âlimler, Resûlullah efendimize tâbi olarak, kısa ve kapalı olarak bildirilen hükümleri açıklamışlardır. Nahl sûresinin 44. âyet-i kerimesinde, Peygamber efendimize hitaben meâl olarak; (İnsanlara indirdiğimi onlara beyân edesin) buyurulmaktadır. Beyân etmek, Allahü teâlâdan gelen âyetleri, başka kelimelerle ve başka sûretle anlatmak, açıklamak, izâh etmek demektir. Müctehid âlimler de, âyetleri beyân edebilselerdi, anlamı kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamber efendimize; "Sana vahiy olunanları teblîğ et, bildir" buyurur, beyân etmesini, açıklayıp, izâh etmesini emretmezdi. Şeyh-ül-islâm Zekeriyyâ rahmetullahi aleyh buyurdu ki: MEZHEB İMAMLARI İZAH ETMESELERDİ "Resûlullah efendimiz, Kur'ân-ı kerîmde kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, mezheb imâmları da kapalı olarak bildirilen hükümleri açıklayıp, izâh etmeselerdi, Kur'ân-ı kerîmdeki böyle hükümleri, hiçbirimiz anlayamazdık. Meselâ Peygamber efendimiz, abdesti nasıl alacağımızı hadîs-i şerîfleri ile bize bildirmeseydi, tatbiki olarak göstermeseydi, nasıl abdest alacağımızı Kur'ân-ı kerîmden çıkaramazdık. Namâzların kaç rek'at oldukları ve orucun, haccın, zekâtın hükümleri, keyfiyyetleri, zekattaki nisâb miktârları, şartları, farzları ve sünnetleri, Kur'ân-ı kerîmden çıkarılamazdı." Resûlullah efendimizin getirdiklerinin ve bildirdiklerinin hepsine, hikmetlerini, delîllerini anlamasak bile, îmân ve tasdîk etmemiz lâzım olduğu gibi, mezheb imâmlarımızdan, müctehid âlimlerden gelen bilgilere de, delîllerini anlamasak bile, İslâmiyyete muhâlif olmadıkları için îmân ve tasdîk etmemiz lâzımdır. Müctehid olmayanların, mezhebler arasında ayrılıklar bulunduğunu gördükleri hâlde, hepsine inanmaları ve tasdîk etmeleri lâzımdır. Müctehid olmayan birinin, bir mezhebi hatâlı görmesi, o mezhebin hatâlı olduğunu göstermez. O kimsenin hatâlı olduğunu, anlayışının kıt olduğunu gösterir. Bu sebeple, Peygamber efendimizin ve Onun vârisleri olan müctehid âlimlerin bildirdiklerine, naklettiklerine inanmak, îmân edip kabul etmek lâzımdır. Bu âlimlere itirâz etmek, Peygamber efendimize ve böylece Allahü teâlâya itirâz, karşı gelmek olur. Nisâ sûresinin 46. âyet-i kerimesinde meâlen; (Onların îmân etmiş olmaları için, aralarındaki anlaşmazlıklarda, seni hakem yapmaları ve vereceğin hükme râzı olmaları, teslîm olmaları lâzımdır) buyurulmuştur. Bu âyet-i kerîme, Resûlullah efendimizin hükmünden, İslâmiyyetin emrinden sıkıntı duyanlarda îmân olmadığına alâmettir. Seyyid Ahmet Tahtâvî hazretleri, Dürr-ül-muhtâr hâşiyesinde buyuruyor ki: BİD'AT SAHİPLERİ BİLDİRİLİYOR "Tefsîr âlimlerinin çoğuna göre, (Dinde fırkalara ayrıldılar) âyet-i kerîmesi, bu ümmette meydâna gelecek olan bid'at sâhiplerini haber vermektedir. En'âm sûresinin 153. âyetinde meâlen; (Doğru yol budur. Bu yolda olunuz! Fırkalara bölünmeyiniz!) buyuruldu. Yani Yahûdîler, Hıristiyanlar ve başka sapıklar doğru yoldan ayrıldılar, siz de, bunlar gibi bölünmeyiniz! Âl-i İmrân sûresinin 103. âyetinde meâlen; (Hepiniz, Allahü teâlânın ipine sarılınız! Fırkalara bölünmeyiniz!) buyuruldu. Tefsîr âlimlerinden bazıları, Allahü teâlânın ipi, cemâat, birlik demektir dediler. Fırkalara ayrılmayınız emri, böyle olduğunu göstermektedir. Cemâat de, fıkıh ve ilim sâhipleridir." Netice olarak Peygamber efendimizin vârisi olan müctehid âlimlerden bir karış ayrılan, dalâlete düşer ve Allahü teâlânın yardımından mahrûm kalır, Cehenneme gider. Çünkü müctehid imâmlar yani fıkıh âlimleri doğru yoldadırlar. Muhammed aleyhisselâmın sünnetine yapışan bunlardır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.