Artistlik yapalım kitap okuyalım!..

A -
A +

Işık nedir? Bilgidir, hazinedir, sanattır, düşüncedir, bilimdir, simyadır, sinerjidir, enerjidir, kimyadır, olgunluktur, yetenektir, berekettir, adamlıktır... Aslında bunların hiçbiri değildir ama hepsidir... Işığı nerede aramalıyız? Parladığı yerde; yani ailede, okulda, kitapta, televizyon ekranında, toplum önderlerinde... Aslında bunların hiçbirinde değil önce kendimizde... Işığı bulmak için yola çıkmış insanı, en çok kim bağrına basar, onu itmez, yadırgamaz, yargılamaz? Elbette kitap!.. Peki, "Öyleyse neden okumuyorsunuz?" sorusuna cevap vermek niçin giderek daha da güçleşiyor? *** Geçenlerde, beş yüz üniversite öğrencisine, "Neden okumuyorsunuz?" sorusunu yönelten araştırma şirketinin aldığı cevapları görünce, gençlerin 'ışık'tan niçin bu kadar uzaklaştığını daha iyi anladığımı itiraf etmeliyim. Ankete verilen 'genç' cevaplardan bazıları şöyle: * Fazla okumam. Ama yazın sahilde okumayı severdim. Babam bunun artistlik olduğunu söyledi. Vazgeçtim... *Zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. * Kitaplardan dünü öğrenmek yerine, günü yaşamayı tercih ediyorum. * Arkadaşlarıma "okuyorum" dediğimde benimle dalga geçtiler; bu da kitaplardan soğumama sebep oldu. * Hayatın en sıkıcı olayı olduğunu düşünüyorum ve okumuyorum. Hayatım boyunca da okumayacağımdan eminim! * Kitapla işim olmaz. En son ilk okulda Pinokyo'yu falan okumuşumdur herhalde... * Kitap sözü fena bunaltıyor beni. * Kitap okumayı çok pasif bir eylem olarak görüyorum... *** Ama mesela bu yaştaki gençleri kitaptan daha çok cezbeden 'şey'lerin başında -sıkı durun- ne spor, ne politika, ne ekonomi, ne siyaset, ne internet geliyor... Hayatlarını 'geyik muhabbeti' ve sokakların dayattığı popüler kültüre uydurmaya çalışan, kitap okumayı gereksiz gören, araştırma yapmayı, düşünmeyi, tartışmayı lüzumsuzluk olarak addeden üniversiteli gençlik, mesela bitmeyen piknik tüpü, sigara cepli çorap, topuğu basık ayakkabı, köpüklü su musluğu, şampuan konulan şofben, elektrik sayacı durduracağı, buji başı törpüsü, malzemeden çalındığı halde yıkılmayan bina, döner pişiren mikrodalga, laf atan korna, elektrikli kulak karıştırma makinesi, minibüs arkasından para uzatmak için şoförün yanına kadar uzanan demir çubuklu tesisat, güdümlü anne terliği, sıcak su ısıtma sistemli maşrapa, körüklü dolmuş kapısı, basamakta durana çarpmayan otomatik kapı, pembe dizi saatlerini dijital ekranında gösteren bulaşık makinesi veya buzdolabı, "ben Türk'üm abi" diyen robot, radara yakalanmayı önleyen ve ayrıca film de oynatabilen çok fonksiyonlu CD çalar vb. gibi daha gerekli projelerle (!) ilgilenmeyi uygun görüyorlar. *** Şimdi burada durup, artık, "Neden okumuyorsunuz?" sorusunu sormanın bir manası kalıyor mu size göre? Ya da "Işık nedir?"e cevap aramanın... Bana göre hayır... Hatta bin kerre hayır... Çok yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.