TYB ve ödül...

A -
A +

Yunusleyin söylesem ne yazar: Kastım budur şâra varam Feryâd-ı figân koparam... Feryat, figan koparmak değil elbette niyetim; çünkü, Mevlâna'nın "aşk" ve "ümid" ışığıyla yolunu aydınlatanların yanında, önünde veya arkasında yürümeyi görev bilmişiz başından beri... *** Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB), "2005 Yılı Yılın Yazar, Fikir Adamı ve Sanatçıları"nı tanımak, alkışlamak ve tebrik etmek için önceki gün yüzlerce insan Yıldız Sarayı Silahhane Binası'nın 'buz gibi' salonunda toplandı. 25 yıldır Türkiye'nin fikir, edebiyat ve sanat dünyasının fotoğrafını çekme gayretinde olan TYB, törende ülkenin değişik illerinden ödülünü almak üzere gelen 'dostları' da buluşturdu. Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, ödül verilen isimleri seversiniz veya sevmezsiniz, bu tamamen keyfî bir durumdur ama yokluklardan bugüne gelen ve ülkemizin en eski ve köklü kurumlarından biri olan TYB'nin (en azından bu ödüllerin yüzü suyu hürmetine) hakkını teslim etmek gerek... Zaman zaman uygulamalarını, ödül verilen eserlerin seçimi noktasındaki tutarsızlığı veya keyfîliği ve üyeleri arasındaki uyumsuzluğu eleştirsem de, ben hâlâ, TYB'nin bu ülkede fikir, edebiyat ve sanat eseri üreten bütün 'erbab-ı kalem'i çatısı altına toplayacağı inancımı koruyorum. *** Ödüller ve ödül törenleri dünyanın her yerinde çok fazla tartışılan ve tam mutabakat sağlanamayan bir konu. TYB'nin bu yıl verdiği ödüllerden bazıları da tartışılabilir. Bütün bunları bir kenara bırakmak istiyorum... Türkiye'nin en önemli ödüllerinden birinin verildiği günde, salonda mutlaka bulunması gereken birtakım zevatın, böyle bir organizasyona telgraf, telefon veya kendi adına bir temsilci bile göndermemiş olması anlaşılır gibi değil. Fakat artık bilinen bir gerçek olarak, bu zevatın tercihini magazin dünyasının veya popüler tüketim çılgınlığının dayattığı insansız ve merhametsiz etkinlikler ve bu etkinliklerin yapıldığı sıcacık otel lobilerinden ve gösterişli kültür merkezi salonlarından yana kullandığını hepimiz görüyoruz. Kaldı ki, ödüle layık görüldüğü halde tenezzülen salona gelmeyenleri dahi pekala aynı güruhtan sayabilirim. Geçelim... *** Türkiye Yazarlar Birliği, artık çeyrek asrı geride bırakan bu ödüllerin formatını gözden geçirmelidir. Yetkililer, "ödüllerin, edebiyat ve sanat uzmanları arasında gerçekleştirilen anket çalışmaları sonunda ve değişik kesimlere mensup kişi ve kuruluşlardan alınan bilgiler ışığında belirlendiğini" ifade etseler de, bu savunma eleştirilerin önünü kesebilecek bir kudret taşımıyor. Ülkenin birçok bölgesinde (İstanbul, Bursa, Konya, Erzurum, Kahramanmaraş, Ordu, Trabzon, Şanlıurfa) kurulu olan şubelerinin, gerçek fikir, edebiyat ve sanat dünyası içinde değer üreten üyelerinin aktif olarak merkezle bağlantılı hale getirilmesi gerekiyor. Kuruluş tarihinden itibaren aksatmadığı kültürel ve edebi faaliyetleri Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı, Türkiye Kültür ve Sanat Bülteni, Türkçe'nin Uluslararası Şiir Şöleni, Temel Metin Okumaları ve bugünlerde devam eden Yazar Okulu ile ciddi bir eksiğimizi kapatan birliğin daha da güçlenmesi, kucaklayıcı bir kurum haline gelebilmesi için bu anlamda herkese görev düşüyor. Ankara'da kurulu olması hasebiyle fikir, sanat ve edebiyat dünyasının merkezi İstanbul'da arzu edilen etkinliğe ulaşamadığını düşündüğüm kurumun, önümüzdeki günlerde, üzerine giydiği 'tek renk elbise'yi çıkararak, daha geniş ve katılımcı bir yapıya kavuşacağını ümit ediyorum. Eğer bu başarılabilirse, TYB gerçekten, ülkemizin tek ve alternatifsiz yazarlar birliği olma hüviyetini kazanmış olacaktır. Zor olabilir ama imkânsız asla!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.