KOLOMBİYA'DA TÜRK RÜZGÂRI

A -
A +

Ne zaman Latin Amerika kökenli ünlü biri Türkiye'ye gelse, gazete haberlerinin değişmez başlığı "Latin rüzgârı esti" şeklinde olur. Bu kez tam tersi oldu. Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya'nın başkenti Bogota'da Türk rüzgârı esti. Türkiye'den ve başta Latin Amerika ülkeleri olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden çok sayıda akademisyenin bildiri sunarak katıldığı "1915: Osmanlı İmparatorluğu'nun En Uzun Yılı" sempozyumu dolayısıyla tarihi ve bugünüyle Türkiye tartışıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üç ülkeyi kapsayan Latin Amerika ziyaretinin ilk bacağı Kolombiya'ydı. Bu ülkede bulunduğu sırada, Ankara Üniversitesi ile ülkenin önde gelen yüksek öğretim kurumlarından Externado Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen söz konusu sempozyumun açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerinin geliştirilmesinde akademik kurumlar arasındaki iş birliğinin ne denli önemli olduğunu vurguladı. Üniversitenin en büyük konferans salonunda yaklaşık 1000 kişiye hitap eden Cumhurbaşkanı'nın altını çizdiği bir diğer husus da, Türkiye ile bu bölge arasındaki ilişkilerin başlangıcının 19. Yüzyılın ortalarına kadar uzanmasına rağmen, ilişkilerin ancak son dönemde yeni bir ivme kazanmaya başladığı gerçeğiydi.

Türkiye'nin dünyanın bu bölgesindeki diplomatik temsilciliklerinin sayısı son yıllarda artmıştır. Ekonomik ilişkilerde de kayda değer bir ilerleme gözlenmektedir. Elbette siyasi ve ekonomik ilişkilerin yeni boyutlar kazanmasına paralel olarak, akademik alanda da yeni bir bakış açısıyla, güçlü bağlar kurulmaktadır.

Bu bağlamda, Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (LAMER), Dışişleri Bakanlığı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile yakın bir iş birliği içinde bölge ülkelerinde son derece önemli ve her biri alanında ilk olma özelliği taşıyan faaliyetlere imza atmaktadır. Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı sempozyum da bunlardan biridir. Kısa bir süre sonra Peru'nun başkenti Lima'da yine Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bu bölgeyle ilişkilerinin farklı yönleriyle tartışılacağı bir başka bilimsel toplantının hazırlıkları da sürmektedir.

Bilimsel toplantılar kadar Türkiye'nin bölgedeki "akademik görünürlüğü"ne katkı yapan diğer bir alan da Türk kültürünün genç kuşaklara öğretilmesidir. Nitekim, Ankara Üniversitesi ile Kolombiya'nın en büyük devlet üniversitesi olan Kolombiya Milli Üniversitesi arasındaki anlaşmanın bir ürünü olarak bu üniversitede Türkçe ve Türk kültürü derslerinin, hem de Türkiye'den giden hocalar tarafından verilmeye başlanmış olması çok önemlidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret ettiği diğer bir bölge ülkesi olan Küba da, Ankara Üniversitesi'nin akademik çalışmalar yürüttüğü bir alandır. LAMER'in girişimiyle Havana Üniversitesi bünyesinde neşredilen Cuadernos Turquinos (Türk Defterleri) adlı dergi 2011 yılından bu yana, sadece Küba'daki değil, tüm Latin Amerika ülkelerindeki akademik camiaya Türkiye'yi tanıtmaktadır.

Önümüzdeki dönemde daha fazla Türk üniversitesinin Latin Amerika'daki üniversitelerle benzeri çalışmalar yürütmeye başlamasıyla, öğretim üyesi ve öğrenci değişimi hız kazanacak, bölgede Türkiye'ye olan ilgi artarken, Türkiye'de de bugünkünden çok daha fazla Latin Amerika uzmanı yetişecektir.

"1915: Osmanlı İmparatorluğu'nun En Uzun Yılı" sempozyumu, bir Türk üniversitesinin katılımıyla Latin Amerika'da gerçekleştirilen ilk uluslararası bilimsel toplantı olma niteliğini de taşıyordu. Ama görünen o ki, bu tür faaliyetlerin sonuncusu olmayacak. Türkiye için iftihar vesilesi olan bu toplantıyı tertip eden LAMER Müdürü Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu'yu ve çalışma arkadaşlarını yürekten tebrik ediyorum. Türkiye'nin Latin Amerika ülkelerindeki akademik  varlığını güçlendirme çabalarına her zaman destek olan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve Kolombiya'nın önde gelen üniversiteleriyle Türk üniversiteleri arasında iş birliğini artırmak için canla başla çalışan Bogota Büyükelçisi Engin Yürür de övgüyü hak ediyorlar.

Türkiye'nin, her alanda kendisinden söz ettiren, küresel bir güç olması hedefleniyorsa, üniversitelerimizdeki ülke ve bölge çalışmaları hem çeşitlendirilmeli, hem de güçlendirilmelidir. Uzmanı olduğunu iddia ettiği bölgenin gelişmelerini, İngilizce gazetelerden okuyarak, televizyonlarda arz-ı endam eden sözde bölge uzmanlarından kurtulup, diliyle, kültürüyle, siyasetiyle ve ekonomisiyle çalıştığı bölgeyi çok iyi tanıyan gerçek uzmanlara sahip olmanın yolu da bundan geçmektedir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.