ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi

A -
A +

Irak, Suriye ve Rusya gelişmeleri dünya gündemini işgal ederken, Obama yönetimi 2010'da ilan ettiği Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni güncelleyerek, şubat ayında uluslararası kamuoyuyla paylaştı. ABD'nin "dünya lideri" olduğu ve görünür gelecekte de bu liderliği "devam ettireceği" iddiasını taşıyan söz konusu strateji, Washington'un küresel gelişmeleri nasıl gördüğü ve yorumladığının da en net ipuçlarını içeriyor.

Strateji belgesinde ABD'nin ulusal çıkarları dört temel öncelik halinde sıralanmış:

-ABD'nin, Amerikan vatandaşlarının ve ABD'nin müttefikleri ve ortaklarının güvenliğini garanti altına almak;

-Fırsatı ve refahı artıran, uluslararası ekonomik sisteme açık, güçlü, üretici ve büyüyen bir ekonomiye sahip olmak;

-Yurtta ve tüm dünyada evrensel değerlere saygıyı temin etmek;

-Küresel meydan okumalara karşı ABD liderliğinde geliştirilmiş kural-temelli bir uluslararası düzeni oluşturmak.

Obama'ya göre, bu öncelikli çıkarların sağlanmasında ABD bazı ciddi küresel tehditlerle karşı karşıya. 11 Eylül 2001'den bu yana olduğu gibi, bu stratejide de ABD'nin algıladığı birincil tehdit, "ABD'ye veya kritik altyapılara yapılabilecek yıkıcı saldırılar" olarak tanımlanmış. Bunu "ülke dışındaki ABD vatandaşlarına ve müttefiklere yapılabilecek saldırılar veya tehditler" takip ediyor. "Küresel ekonomik kriz"; "kitle imha silahlarının yayılması ve/veya kullanılması", "küresel bulaşıcı hastalıklar", "iklim değişikliği", "enerji pazarlarındaki büyük bozulmalar" ve "zayıf ve başarısız devletlerle ilgi önemli güvenlik sorunları (kitlesel mezalim, bölgesel yayılma, ulus-ötesi örgütlü suçlar)" ABD'nin karşı karşıya olduğu diğer tehditler olarak sayılmış.

Ulusal Güvenlik Stratejisi'nin en dikkat çekici yönü, ABD'nin küresel liderliğini sürdürürken hangi unsurları öne çıkartacağıyla ilgili. Obama, her şeyden önce "gücümüzle liderlik edeceğiz" diyor ve ekliyor: "Amerika istisnai bir ülkedir." Obama'ya göre bu istisnai durum ABD'nin rakip tanımaz askerî ve ekonomik gücünün ötesinde, "ABD'nin kuruluş değerlerinden ve Amerikan halkının dayanıklılığı, yeteneği ve çeşitliliğinden" kaynaklanıyor. ABD, bu unsurları kullanarak ekonomik krizi tamamen atlatmayı hedefliyor.

Liderliğin aynı zamanda başka ülkelere örnek olarak yapılabileceğini ifade eden Obama, ABD'nin kurumsal yapısı, kurumlar arası koordinasyon ve iyi yönetişim ilkeleri bakımından dünyanın birçok ülkesi tarafından örnek alındığının altını çiziyor.

Ulusal Güvenlik Stratejisi'nde ABD'nin liderliğini perçinlerken, daha çok ülke ve bölgeyle, güçlendirilmiş ve çeşitlendirilmiş iş birliğine gidileceği bir kez daha belirtiliyor. "Liyakatli ortaklarla birlikte liderlik edeceğiz" diyen Obama, ABD'nin dünyanın birçok yerinde tek başına inisiyatif almayacağını da vurgulamış oluyor. 2002'de ilan edilen ve Bush Doktrini olarak nitelendirilen stratejiyle mukayese edildiğinde, ABD'nin küresel iş birliği mekanizmalarını çalıştırmaya verdiği önem net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Öte yandan, bugünlerde uluslararası akademisyenleri arasında moda haline gelen, "sert güç", "yumuşak güç", "akıllı güç" gibi ayrımlara gidilmeyen strateji belgesinde, "ABD gücünün tüm araçlarıyla liderlik edeceğiz" iddiası öne çıkıyor. Obama'ya göre, ABD; askerî, ekonomik, diplomatik, hukuksal, bilimsel ve teknolojik güçlerin uyum içinde ve bütüncül bir şekilde kullanılmasıyla dünya lideri olmayı sürdürecek.

Son olarak, dünyanın tarihî bir dönüşüm süreci yaşadığına dikkat çekilen belgede, ABD'nin ulusal ve uluslararası alanda attığı her adımı, söz konusu dönüşümün uzun vadeli muhtemel sonuçlarını hesaplayarak atacağı kaydediliyor.

Obama yönetimi bu strateji belgesiyle Avrupalı müttefiklerle yakın iş birliğinin derinleştirileceğini ifade ederken, Rusya'ya karşı takınılan tutumun taviz verilmeden sürdürüleceğini de vurguluyor. Terörizmle mücadelenin uluslararası alanda devam edeceğinin ve Orta Doğu'nun istikrara kavuşması işin çabaların yoğunlaşacağının kaydedildiği belgede belki de en çarpıcı husus Asya-Pasifik bölgesiyle ilgili. ABD, küresel gücünün ağırlık merkezini Asya-Pasifik alanına kaydırmaya devam edeceğini ilan ediyor. Bu ise, Çin ile ABD arasındaki güç mücadelesinin önümüzdeki yıllarda daha fazla su yüzüne çıkacağı kanaatini oluşturuyor.

Bu belgede yazılanların ne kadarını gerçekleştirebileceği bilinmez ama ABD'nin, kendi Ulusal Güvenlik Stratejisi'ni, dönem dönem güncelleyerek herkesle paylaşması başlı başına önem taşıyan bir durum. Dünyada pek az devlet kendi önceliklerini, risk analizlerini ve hedeflerine ulaşmak için izleyeceği yöntemi ABD'nin yaptığı gibi derli toplu hazırlayıp, ilan ediyor. Bu biraz da kendine güvenle ilgili herhâlde...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.