Ukrayna bağlamında neler oluyor?

A -
A +

Cuma günü, Ukrayna meselesini görüşmek üzere Cenevre’de bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında yapılan görüşmeden beklenildiği üzere bir çözüm çıkmadı.

Her iki taraf da meseleye bakışını birbirlerine tekrarlamış oldular.

Rusya, daha önce ABD ve NATO tarafına yazılı olarak sunduğu “güvenlik garantileri”ne cevap beklediğini belirtirken, ABD Ukrayna’ya karşı Rusya’nın girişebileceği bir işgal sürecini durdurma gayretinde olduğunu göstermeye çalışıyor.

Sorularla devam edelim;

 

Rusya’nın derdi ne?

Açıklanan derdi: Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya alınmayacağının yanı sıra, NATO’nun daha fazla Rusya aleyhine genişlemeyeceğinin yazılı garantisini istiyor. Bu konuda kendisine daha önce söz verildiğini ama tutulmadığını iddia ediyor. Bu yüzden yazılı “güvenlik garantisi” istediğini söylüyor. 1997’den sonra NATO’nun Doğu Avrupa’daki genişlemesine karşı çıkıyor. Son olarak bu bağlamda, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından Bulgaristan ve Romanya’dan yabancı birliklerin, donanım ve silahların çekilmesi istendi.

Asıl derdi: Açıklanan derdinin yanında “Yakın Çevre” diye tanımladığı coğrafyaya tekrar dönmenin derdinde. 2008’den beri bu süreci adım adım işletiyor. Kendi etki alanı olarak gördüğü söz konusu coğrafyada Rusya’yı dengeleyecek, çevreleyecek ve tehdit edecek bir güç görmek istemiyor. Bunun için ABD, AB ve özellikle NATO’ya “Uzak durun buralardan” diyor.

Ayrıca, hedefe koyduğu coğrafyada Rusya’ya karşı olacak, kendinden uzak, Rusya karşıtı güçlerle dost ve onlarla çalışmaya istekli yönetimler de istemiyor.

Kısaca, “Buralar benden sorulmalı. Ben artık 1990’larda devlet değilim. Siz de eski gücünüzde değilsiniz. Şartlar değişti” diyor.

 

ABD ne istiyor?

Açıklanan isteği: Rusya’yı Ukrayna’dan uzak tutmak, Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumak, egemen bir devlet olarak Ukrayna’nın istediği gibi davranmasını sağlamak.

Asıl isteği: Açıklanan isteklerinin yanında Ukrayna’yı NATO ittifakının bir parçası hâline getirmek, Rusya’yı çevrelemek, bölgede dengelemek, Karadeniz’de sınırlamak, Avrupa’ya tehdit olmamasını sağlamak, tekrar güçlenmesinin önüne geçmek istiyor.

Kimse, bize Orta Doğu’da Irak ve Suriye örneklerinde olduğu gibi, ülkelerin toprak bütünlüğünü paramparça edecek politikalar güden ABD’nin tek derdinin Rusya karşısında zor durumda olan bir ülkenin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak için yardıma koştuğunu anlatmaya kalmasın. ABD’nin derdi Ukrayna değil, Rusya’dır.

 

Ukrayna ne istiyor?

Ukrayna’nın açıklanan ve asıl isteği aynıdır. Bağımsızlığını güçlendirmek, toprak bütünlüğünü korumak, egemenliğini sağlamaktır.

Bunun için kendini Rusya’ya karşı yeteri kadar güçlü görmediğinden, Batı ittifakının yani NATO’nun bir parçası hâline gelerek kendini güvene almak istiyor. Rusya’dan uzak durmanın yollarını arıyor.

Kırım deneyimini de göz önüne alarak kendini güvenli bir limana atmak istiyor. Fakat bu yönde attığı adımlar şerrinden korktuğu Rusya’yı daha da üzerine çekiyor. Rusya, Ukrayna toprağı olan Kırım’ı ilhak etmemiş, Donbass bölgesinde ayrılıkçıları desteklemiyormuş, bölgede sadece NATO başta olmak üzeri yabancı unsurların varlığına karşıymış gibi davranmakta.

NATO ve ABD olmadığı zaman Rusya’nın Ukrayna’yı rahat bırakacağının garantisi var mı?

Rusya için esas ve tek sorun NATO ve ABD’nin bölgedeki varlığı mı? Yoksa onların varlığı Rusya’nın bölgeye müdahalesinin bahanesi mi?

 

Neler olur?

Ukrayna can derdindeyken bölgede güç mücadelesi yaşanıyor.

Tekrar genişlemenin Rusya’ya önemli bir maliyetinin olacağı gösterilmeyip tarihte bilinen “Yatıştırma Politikası”nın bir benzeri devriye sokulursa, ki 2008’den beri öyle gözüküyor, Gürcistan’nın başına ne geldiyse Ukrayna’nın da başına o gelir. Abhazya ve Güney Osetya örneklerinde olduğu gibi, Kırım’la yetinmeyen Rusya, Donetsk ve Luhansk’ı Ukrayna’dan koparabilir.

Bu durumda, ABD ve müttefikleri ciddi güven kaybına uğrarken, Doğu Avrupa, Baltık ve Kafkasya’daki yönetimler her adımlarında Rusya’ya bakmak durumunda kalırlar.

2008’de Batı “sarı öküz”ü Rusya’ya kaptırmayacaktı…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.