Darbe kimeydi?

İki gün önce FETÖ kanlı darbe girişiminin altıncı yıl dönümüydü. 15 Temmuz 2016 günü hain darbe girişimine karşı destansı bir duruşla sokağa çıkarak darbecilere karşı direnenler darbe girişiminin altıncı yılında yine o günü unutmamak ve unutturmamak adına sokaklardaydı.

 

Bunlar yaşanırken, altı yıl önce darbe girişimi sırasında ortalıkta gözükmeyenler, bankamatiklere ve marketlere koşanlar, darbecileri alkışlayanlar ve darbecilerin elde edeceği sonuçları düşünerek el ovuşturanlar, altı yıl sonra takındıkları tavırlarla yine şaşırtmadılar.

 

Kimi sureti haktan görünmek için öznesiz, ortaya bir Tweet attıktan sonra hain ve kanlı darbe girişimini ve ona karşı verilen destansı mücadeleyi sulandırmak ve küçültmek için zaman kaybetmeden amalı ve fakatlı açıklamalarla devam ederken kimi sureti haktan görünmeye bile gerek duymadan doğrudan işi bulandırma gayretine düştü.

 

Ağızlarını açtıklarında küçümsedikleri Anadolu’nun kavruk çocukları hain darbe girişiminin nereden geldiğini, ne amaçla yapıldığını, arkasında kimlerin olduğunu ve hangi piyonların kullanılarak devreye sokulduğunu gördü. Canını ortaya koyarak sokağa çıktı, devletine ve iradesine sahip çıktı.

 

Millet dünyaya örnek olacak mücadele verirken, yıllardır halka demokrasi, insan hakları, özgürlük, devrim gibi kavramları üst perdeden anlatmaya çalışanlar ortalıkta yoktu. Ayrılıkçı, düzen bozucu, fitne sokucu, kaos oluşturucu hareketleri “devrimci” kılıfıyla anlatmaya çalışanlar, gerçek “Anadolu İhtilali”ni anlayamadılar, anlamak istemediler.

Yıllardır ders vermeye çalıştıkları halk, kendilerine birkaç saat içinde hayatlarının dersini verdi. İşin ilginç tarafı onların bunu bile idrak edecek durumda olmamaları.

Bunlar mı millete demokrasi dersi anlatacaklar?

Hadi oradan.

 

 

Siyasi hayatı darbelerle dolu bir ülkede “Darbe kimeydi?” sorusunu sormak bile tuhaf karşılanması gerekir. Ne yazık ki her türlü darbeyle karşılaşmış bir toplumda söz konusu soruyu sormak durumunda kalıyoruz.

Darbe girişimi ve sonrasında ortaya konulan tavır ve yapılan açıklamalar “Darbe kimeydi?” sorusunu zorunlu kılıyor.

 

Maalesef geçmiş darbe girişimleri sırasında ait olduğu yere göre tavır alma durumunu son kanlı darbe girişiminde de gördük. Darbeden siyasi sonuç peşinde koşanlar burada da elini ovuşturarak bekledi. Sandıkta sonuç alamayanlar geçmiş yıllarda olduğu gibi silahlı olanın gözüne bakmaya başladılar.

 

Darbelerin tek amacı, mevcut iktidarı alaşağı etmek ve yönetimden uzaklaştırmak değildir. Bu görünen amaçların dışında daha farklı amaçları da vardır. 15 Temmuz darbe girişimi de böyledir. Olaya sadece sığ yaklaşanlar ve siyasi hırslarına yenik düşenler bir hedefe bakarak hareket ederler ve bu süreçte bilerek veya bilmeyerek büyük oyuncuların piyonu olurlar.

15 Temmuz kanlı darbe girişimi,

1.    Dönemin Cumhurbaşbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşıydı.

2.    Dönemin iktidar partisi Ak Parti’ye karşıydı.

3.    Millî iradeye karşıydı.

4.    Türkiye’nin yürütmekte olduğu dış politikaya karşıydı.

5.    Türkiye’nin kararlılıkla sürdürdüğü terörle mücadeleye karşıydı.

6.    Türkiye’nin bölgesel politikalarına karşıydı.

7.    Türkiye’nin kirli oyunlara karşı duruşuna karşıydı.

8.    Türkiye’nin ABD ve NATO rağmen inisiyatif almasına karşıydı.

9.    Türkiye’nin kendi hayati çıkarlarını korumak için attığı adımlara karşıydı.

10.Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Afrika’daki duruşuna karşıydı.

11.Türkiye’nin Soğuk Savaş mantığından sıyrılmasına karşıydı.

12.“Türkiye, “Ankara’dan yönetilir” duruşuna karşıydı.

Siyasi miyoplar bunları görmeyebilir, görmek istemeyebilir ama her geçen gün farklı başkentlerden ve dış siyasi ağızlardan gelen açıklamalar büyük resmin netleşmesini sağlıyor. İnanmayanlar John Bolton abilerine sorabilirler.

“Arap Baharı”yla birlikte Türkiye ile “müttefikler”i arasında yaşanan bölgesel politikalardaki ayrışmayı görmeyenlere 15 Temmuz’un gerçek nedenlerini anlatmanızın imkânı yoktur.

Onların dünyası bir sandalyeden ibarettir…