'Mırıldanan' Demokrasi ve Barış Retoriğinin Sahiciliği

A -
A +
Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan bir siyasi partinin eş başkanı bir televizyon kanalında vermiş olduğu mülakatta, İstiklal marşını 'ırkçı bir dayatma' olarak nitelendirerek şu sözleri sarf etmiştir: 'biz de mırıldandık ama yani İstiklal marşını zorla okuyacaksın diye bir şey var mı...'

Yaklaşık bin yıldır Anadolu ve Rumeli coğrafyasını kendisine vatan kılmış olan bu toprakların insanları 20. yüzyılın ilk çeyreğinde düvel-i muazzamaya karşı bir varoluş ve/ya kurtuluş mücadelesi vermiştir. Bu mücadelenin varoluş metafiziğinin kurucu paradigmasını, mütecaviz güçlere ya da devletlere karşı asırlar boyunca üretilen tüm değerleri muhafaza adına 'vatan savunması' oluşturmuştur. Zira vatanı savunmak, sömürgeci güçlere karşı istiklale ve özgürlüğe olan inancı savunmak anlamına gelmektedir. Vatanı savunmak, barışı ve kardeşliği savunmaktır. Vatanı savunmak, bu engin coğrafyanın manevi unsurları ile kimliklenen ve bunlarla kendini var edenlerin birliğini, dirliğini ve kardeşliğini savunmaktır.

Bu kutlu savunma, İstiklal şairi merhum Mehmet Akif'in dizelerinde anıtlaşmıştır.

O yüzden İstiklal marşı, vatan savunmasının öz hikâyesi ve millet iradesinin anıtsal kitabesidir. İstiklal marşı, bütün kurucu unsurları ile bir milletin öz benliğini ipotek altına alma heveskârlığına karşı, varoluş mücadelesinin adıdır. İstiklal marşı, millet varlığı üzerinde vesayet kurma iradesini boşa çıkaran varlık mücadelesinin bir nişanesidir.

İstiklal marşını mırıldananların gerçek anlamda demokrasi, barış ve kardeşlikten nasipdar olmaları imkânsızdır. Zira İstiklal marşı, bu tarih ve coğrafyada üretilen bütün maddi ve manevi değerlerin gerçek sahibi olan Türk, Arnavut, Arap, Kürt, Çerkez, Gürcü, Boşnak, Tatar vb. birden çok milletin evlatlarının ortak sözü ve sesidir. İstiklal ve kurtuluş iradesinin beyannamesi olan bu edebi şaheseri var eden kavramsal örüntüleri oluşturan 'Hak, hürriyet, istiklal, vatan, millet, bayrak, yurt, iman, hilal ve ezan' gibi kavramlar bu milletin varoluşsal kimliğini inşa eden değerlerdir. O yüzden istiklalimizin marşı, bu milletin ortak tarih, değer dünyası ve hafızasının bir hasılasıdır.

Vatanının istiklalini (marşını) mırıldananların, ne bu milletin diline tercüme edilebilecek bir lisanı ve ne de ahvali söz konusudur. Günübirlik çıkar politikalarının tayin ettiği ufukla inşa edilmeye çalışılan temelsiz yapaylıklar, bütün unsurlarıyla bu milletin tarih bilincinde yokluğa mahkûm olacaktır.

Şiirin söz dağarcığında yer bulan 'ırk' kelimesinden türedi anlamıyla 'ırkçılık ve/ya kavmiyetçilik' manası devşirme çabası her şeyden önce semantik bir çarpıtmadır. Ancak bunun  da ötesinde söz konusu çarpıtma, istiklal şiirinde/metninde tecessüm eden değerler dünyası ile çatışmanın bir tezahürü gibi görünmektedir. İstiklalin ruhuna erecek 'tinsel mecali' olmayanların metnin kavram dünyasına nüfuz etmelerini beklemek anlamsızdır. İzan ve yön duygusunu kaybetmiş türedi siyaset aklının üretmiş olduğu temelsiz söylemlerin istiklalimizin öz hikâyesi ile milletimiz arasındaki varoluşsal bağı kavraması olanaksızdır.

Bu varoluşsal bağı idrakten yoksun olağanüstü dönem güçlerinin bu simgesel değeri, mahkûmlar üzerinde bir baskı ve cebir aracı olarak kullanmış olmaları, hiçbir biçimde İstiklalimizin kutsiyetine saygısızlığa bir mesnet ya da gerekçe olamaz.

Bir milletin özgürlük ve bağımsızlığının nişanesi olan 'marş ve bayrak' gibi milli simgelerine ve sembollerine saygı, bir yurttaşlık sorumluluğu olmanın ötesinde, öz tarihsel benliğimize ve değerlerimize saygının bir gereğidir. İstiklal marşını mırıldananların ne istiklal ve hürriyetin ve ne de barış ve kardeşliğin künhüne ermeleri mümkündür.

Bu milletin değerleri ile arasında 'varoluşsal boşluk' bulunan bir zihin dünyasının 'Türkiye partisi olma' iddiasının sahiciliği tartışmalıdır. Üretilen tüm demokrasi, barış ve kardeşlik retoriği, söz konusu varoluşsal bağı kurmaya kâfi değildir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.