Çanakkale Ruhu ile Yeniden Dirilmek

A -
A +
13 Mart Pazar günü, canlarımızı, bu milletin masum evlatlarını haince hedef alan menfur bir terör saldırısı ile sarsıldık. Milletimizin birliğine, bütünlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ortak değerler dünyasına ve tarihine kast eden bu vahşet, ardında bıraktığı acı hatıratı ile aramızdan birçok canı aldı götürdü. Milletimizin başı sağ olsun!
Tarihin en büyük zaferlerinden birisi olan Çanakkale Zaferinin 101. Yıl dönümünü, ne yazık ki bu acının teessürü ile karşılıyoruz. Bütün unsurları ile Türk milletinin destansı bir direniş ile vermiş olduğu varoluş mücadelesi olan Çanakkale savaşı, millet olma ruhunun zaferi olarak tarihe geçmiştir. Çanakkale savaşı, boyunduruk altına alınmaya, diz çöktürülmeye, vatan topraklarından sürgün edilmeye çalışılan bir milletin yedi düvele karşı vermiş olduğu kutlu kurtuluş mücadelesinin adıdır.
Büyük bir inanç, erdem ve değer mücadelesi olması yönüyle Çanakkale savaşı, zengin bir anlam ve değer dünyasından beslenmiştir. Çanakkale ruhu, millet olma inancı ve bilinci ile en kırılgan ve zorlu noktasında tarihi yeniden inşa eden bir ruhtur. Bu kutlu mücadele, aziz milletimizin insanlık tarihine armağan ettiği yüksek bir ruh asaletinin simgesidir. Bu zafer, maddiyat karşısında maneviyatın, güç karşısında inancın, kirli ittifaklar karşısında tek vücut olmuşluğun, sömürgeci küresel iktidar düzenleri karşısında vatanperverliğin galebe çalmasının adıdır.
Çanakkale ruhu, bir yanda mazisi ve âtisi ile tarihimizi kuran ve kuracak olan; öte yanda ânımızı onaracak olan manevi bir mimardır. Bu ruhun onarıcı aklına ve imar edici kudret eline derinden ihtiyaç duyduğumuz zor zamanlardan geçiyoruz. Millet olarak dirliğimizin, diriliğimizin ve birliğimizin yaşamsal koşulunun bu ruhun ‘akıl, vicdan ve anlam’ dünyamızda hükümfermâ olmasına bağlı olduğunun bilincindeyiz. Bu bilinç ile bütün kirli hesapların küresel aktörlerine ve yerli iş birlikçilerine ya da taşeronlarına karşı millet olarak vakur duruşumuzu muhafaza etme iradesini taşıyoruz.
Milletin acısı üzerinden politik rant devşiren fırsatçılar, şiddet ve terör sevicileri, politik alanı şiddet ve terör eylemlerinin gölgesinde araçsallaştıran sözde politik figürler, bu milletin yüksek vicdanında müebbet onursuzluğa mahkûm edilmişlerdir. Çağ insanını derin bir yıkıma doğru hızla sürükleyen şiddet ve terörü her ne surette olursa olsun, olumlayıcı ya da meşrulaştırıcı nitelikteki söylemler kamu vicdanını ağır bir biçimde tahrip etmektedir.
Küresel şiddet ve savaş imparatorluğunun üretmiş olduğu ağır terör dalgası ve/ya sarmalı çevremizi kuşatmaya çalışıyor. Bu terör sarmalı karşısında jeo-politik riskleri bertaraf edebilmek adına, devletin millî güvenlik kapasitesini artırması gereklilik arz ediyor. Kuşkusuz yalnızca millî birlik ve beraberliği temin etmek adına değil, demokratik hukuk devleti ilkesini ve özgürlükler hukukunu muhafaza edebilmek adına kamu güvenliğinin temini hayati önemi haizdir. Bu amaçla, demokratik hukuk devleti standartlarını koruyarak, yüksek bir mücadele performansı sergilenmesi icap ediyor. Bu noktada kamu güvenliği adına önleyici tedbirlerin alınması, gerekli altyapısal düzenlemelerin gerçekleşmesi ve mevzuat altyapısının oluşturulması konusunda kararlılık gerekiyor.
Basın özgürlüğü gerekçesine dayanarak terör eylemlerini ve bunların ortaya çıkardığı vahşet görüntülerini haraç mezat medya malzemesi yapma şehvetinin önüne geçilmesi icap ediyor. Terör eylemlerinin kirli emellerine şuursuzca lojistik destek veren medya düzeninin ya da anlayışının önüne geçilmesi gerekiyor.
Çanakkale ruhunu her daim diri tutarak ancak, çağ/lar/ını kurabileceğinin bilincinde olan aziz milletimizin tarihî varoluş mücadelesi kesintisiz biçimde dünya var oldukça var kalacaktır. Zira derin tarihsel belleğimiz millet olarak bize şu hakikati haykırıyor:
Eğer, Çanakkale (ruhu) düşerse, Ankara düşer, İstanbul düşer, Anadolu düşer, Rumeli düşer, Vatan düşer!
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.