Yükseköğretimin Hukuku

A -
A +
Günümüzde yükseköğretim kurumlarını yönetmek, yöneticiler ve idari görevliler açısından çok sayıda sorunsal ile baş etme gereğini doğurmaktadır. Çoğu zaman yüzleşmekte olduğumuz sorunlar, kurumsal politikalarla ilgili olmaktadır. Ancak yönetsel süreçlerde, hukuki problemlerin ağırlığı da ivmelenerek artmaktadır. Hukuk, bugün, yükseköğretimin zamanını ve mekânını bir uçtan diğerine kuşatan bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yerleşke topluluğunun çeşitli paydaşlarının rolleri ve bunların birbirleri ile olan ilişkileri bile hukuk tarafından belirlenmektedir. “Akademisyen kimdir, ne tür hakları ve ödevleri vardır, öğrencilerle ilişkileri nasıl olmalıdır, öğrenci kimdir, yönetici kimdir, ne tür sorumlulukları vardır” ve benzeri bütün sorular hukukun a priori olarak çizmiş olduğu sınırlar içerisinde yanıtlanır.
Yükseköğretim alanında son on beş yılda yaşanan gelişme, genişleme ve ortaya çıkan yeni imkânlar yükseköğretimin hukuki boyutunun daha karmaşık bir hâl almasına neden olmuştur. Personel ve öğrenci sayılarındaki artış, altyapı çalışmalarının hızlanması, ihaleler, hizmet alımları, özel sektörle ilişkiler, üniversite hastanelerinin faaliyetleri, personel statülerindeki çeşitlilik, disiplin soruşturmaları ve daha birçok konu üniversite idarecisinin üstesinden gelmesi gereken yeni hukuki problematikler doğurmaktadır. Üniversitenin faaliyetlerinin nitelik ve nicelik olarak genişleyerek karmaşıklaşması, bu faaliyetlere taalluk eden hukuki düzenleme, usul ve işlemler kümesinin de aynı şekilde kompleks bir yapıya dönüşmesine neden olmaktadır. Bugün ‘yükseköğretim hukuku’ olarak adlandırabileceğimiz ve özel ilgi gerektiren bu hukuk alanı, ceza hukuku, iş hukuku, sosyal güvenlik hukuku, borçlar hukuku, idare hukuku başta olmak üzere birçok hukuk alanını ilgilendiren ve bu alanlara ilişkin problematikler ihtiva eden bir alan olarak ortaya çıkmaktadır.
Günümüz üniversiteleri yerleşkelerine gömülmüş ve dışarıya kapılarını tamamen kapatmış yapılar değildir. Kamu ve özel sektörle sürekli ilişkiler içerisinde olan modern üniversiteler, bu ilişkilerini de hukuk çerçevesinde gerçekleştirmek zorundadır. Bu yeni ilişki biçimleri yeni hukuki sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Üniversitenin merkezi ve yerel idareler ile ilişkilerinde yaşanan sorunlar, iletişim kopuklukları ve bu sorunların iç ilişkilere yansımaları, hukuk ve politika arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Benzer şekilde özel sektör ile olan ilişkilerde de yükseköğretim hukukundan kaynaklanan sorunlar gündeme gelebilmektedir.
Kapsamının genişliği ve karmaşıklığına rağmen bu alanın problemleri henüz bilimsel bir perspektifle ve gerektiği ölçüde ele alınmış değildir. Son yıllarda yükseköğretim politikaları ile yükseköğretim hukuku arasında ortaya çıkan gerilimin en önemli nedeni de yükseköğretimin hukukuna yönelik çalışmaların ülkemizde gereken ilgiyi görmemiş olmasıdır. Hukuki altyapı müsaade etmediği sürece en ilerici, en incelikli ve en yüksek uzlaşma düzeyiyle kabul edilmiş politikalar dahi uygulamada verimsiz olmaya ve kadük kalmaya mahkûmdur. Bu nedenle yükseköğretim yönetimi alanında yapılması gereken ilk iş, mevcut hukuki yapı ve yönelimleri ele alan, bunların üniversiteler açısından uygulamalarını analiz eden çalışmalara ağırlık vermek olmalıdır. Belirli hukuki düzenlemelerin akademinin pratikleri ile nasıl çatıştığı veya onları nasıl desteklediği sorusu üzerinden kapsamlı saha araştırmaları gerçekleştirilmelidir. Sadece mevcut durumun analizi ile yetinilmemeli, bu alanda yapılabilecek hukuki değişikliklerin ve yeniliklerin neler olabileceği sorusunu yanıtlamaya yönelik çalışmalar da arttırılmalıdır.
Yükseköğretime ilişkin mevcut yasal yapı, yeni yaklaşım ve ilerleme gayretlerinin verimliliğine ket vurabilmektedir. Ancak bu durum, ilerleme ve yenilik uğruna hukuku bir kenara bırakma yönünde bir eğilime neden olmamalıdır. Hukuktan kaynaklanan sorunlar yine ancak hukukla çözülür. Üniversitede hukukun etkisini ortadan kaldırmak veya bu etkiyi marjinalize etmek çözüme hizmet etmeyecektir. Hukuk yerleşkededir ve bir şekilde hep burada olacaktır. Bu durum karşısında yükseköğretim politikacılarına düşen, hukuksal çerçevenin, yükseköğretim yönetimini daha da karmaşıklaştıran kesif bir sis olmaktansa, yol gösterici bir kılavuz olmasını sağlamaktır. Hukuk ve akademi ancak bu şart yerine getirilirse uyum içerisinde olacak ve karşılıklı değer üretme imkânı doğacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.