‘Cemaat’: Gizliliğin Sosyolojisi

A -
A +
Siyasi tarihimizde yaşanan kırılmaların eşlik ettiği gerilimler üzerinden ortaya çıkan tartışmalar, fikri bir yapaylık ve sathilikle gerçekleşiyor. 15 Temmuz sonrasında müşahede ettiğimiz üzere, kavramsal düzlemde sağlıklı bir fikri tartışma zemini var edemiyoruz. Bunun için gerekli olan sahih kavram şebekelerinin yoksunluğu bir yana, sağduyulu bir tartışma zemini kurabilmenin adabına/ahlakına sahip değiliz. Ne yazık ki ideolojik işlevselliği olan gerilimlerin beslediği yüzeysel bir düşünce zeminine sahibiz. Hâlbuki kirletilen kavram dünyamızı tasfiye etme/arındırma iradesi ile sahici bir tartışma zemini üretebiliriz. Bu meyanda FETÖ üzerinden tartışma düzlemine çekilen ‘cemaat’ kavramı karşımıza çıkmaktadır. İlgili suç örgütü üzerinden teolojik anlam dünyasının ötesinde ‘cemaat’ kavramının bir gizli topluluk olarak anti-sosyal yapısı/sosyolojisi üzerinde durulması gerekiyor. Tarihte ve günümüzde gizliliği, bir topluluk yapılanma stratejisi olarak belirleyen dinî, siyasi gruplar ve/ya cemaatler var olagelmiştir. Dinî ya da siyasi bir yapı veya bir suç örgütü olarak tezahür eden toplulukların gizlilik stratejisi gütmeleri, otoriteryen baskılar yüzünden olabileceği gibi, gizil iktidar aygıtları üzerinden tahkim edilen grup içi otoriteyi inşa etmek amacıyla da gerçekleşebilir. Topluluk, gizlilik dairesi içinde gizil güçlerin vehmedildiği sözde mesiyanik/manevi bir otoriteye dönüşür. Topluluk dışına kapalı, gizil bir bilgi otoritesi inşa edilir. Bu sır topluluğu, hiyerarşik biçimde paylaştığı gizli bilgi üzerinden kendi örgütsel yapısı içerisinde bir otorite kurar. Kendi kendisini tezkiye eden bu gizli topluluk, sözde bir ‘sır teolojisi ve/ya ahlakı’ oluşturur. Bu yapısı ile bir suç örgütüne dönüşme potansiyeline sahip olan topluluk, ahlaki zemini ortadan kaldırarak kötülüğü meşrulaştırabilir. G. Simmel’in deyişi ile ‘kötülüğün gizliliğe doğrudan bir bağımlılığı’ söz konusudur. Bu sır ahlakı, toplumsal duyarlılık kaybına yol açar. Adaletsizlik karşısında eylemsizliği, sessiz kalmayı; haksızlıklar karşısında bir duruş sergilememeyi sözde ‘erdem’ olarak sunabilir. Böylece kişilik oluşumunu mümkün kılacak bir ‘istikamet’ imkânı var etmez.Gizlilik otoritesi, ilgili topluluk ile toplum bireyleri ve kolektif kimlikler arasında bir sınır hattı oluşturur. Grup üyesinin sır sisteminin bir parçası olması sosyal izolasyon ve egoizme yol açar. Bu izolasyon, grup üyesinin ailesi, yakın akraba ve dost çevreleriyle olan irtibatlarını inkıtaya uğratır. Grup üyesi, hukuka ve ahlaka aykırı taleplerini veya çıkarlarını, topluluğun kolektif çıkarlarını meşrulaştırdığı çarpık argümanlarla legalize edebilir. Teolojik anlamda kendi kendisini tezkiye eden bu gizli topluluk; sosyolojik anlamda kendi kendine yeterlilik duygusu ile bir ‘grup egoizmi ve pragmatizmi’ üretir. Bu durum, bir yandan grup dışı topluluklara karşı üstenci bir beğenmişlik duygusu var etmekle birlikte, öte yandan bir öz güven bunalımına yol açar. Doktriner otoritesi üzerinden grup üyesini muhafaza etmek adına örgüt, üyesinin dış dünya ile etkileşimini sınırlandırarak fikren etkilenme imkânı oluşturabilecek bütün sosyal ve kültürel bağlamlardan onu yalıtır. Bu minvalde örneğin grup üyesinin okuyacağı kitapları belirleme yoluna gider. Zira grup üyelerinin fikren türdeşleşmesi adına en elverişli yöntem olarak tek bir kaynaktan beslenme stratejisi güder. Kamusal o/a/lan ile özel o/a/lan arasındaki ayrım muğlaklaşır. Grup çıkarları özel alan üzerinden inşa edilir. Grup üyeleri topluluğun gizlilik üzerine kurulu yapısını bir varoluş biçimi olarak içselleştirir. Yaşam pratiklerine yön veren değer alanını bunun üzerinden inşa eder. Bu gizli ve gizemli yapı, kendisini muhafaza etme adına tedbir stratejisi güder. Kamusal alanda görünmezlik, teo-politik bir refleks olarak üretilir. Ortak davranış kodları ve semboller üreten gizli topluluk, mensubiyet ile birlikte gizlenme yükümü altına giren bireyi buharlaştırır. Grubun gizli ilişkiler ağının açığa çıkmaması adına sistem içi besleme (grup içi evlilik; ticaret vs.) stratejisi güdülür. Sonuç olarak gizlilik, kolektif yapıların kötülükleri meşrulaştırıcı bir işlev icra etmesine zemin hazırlar. Kendi kendisini tezkiye eden kapalı bir toplu/m/luk yapısı inşa etmek suretiyle de hastalıklı/kötücül bir otorite inşa eder.      
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.