Karamsarlık ile umut arasında yeni yıl

A -
A +
Ağır insani trajedilere ve yıkımlara tanıklık eden geçen yüzyılın ardından bir umut olarak beslediğimiz yirmi birinci yüzyılın on altıncı yılını uğurlamak üzere olduğumuz gün/ler/deyiz... Gün, şahsımız adına derin bir iç muhasebe yapma günüdür... Gün, yok saydıklarımız, hesaba katmadıklarımız ve dikkate almadıklarımız üzerinden muaheze günüdür... Gün, uçarı hırslarımız uğruna terk ettiklerimiz üzerinden mücazat günüdür... Gün, tüm insanlık namına tereddütsüz bir yüzleşme ve hesaplaşma için imkân günüdür... *** Adalet ve hakkaniyet duygumuzu yıkıma uğratan cesametli harisliklerimiz; doyumsuzluklarımızla semiren beklentilerimiz; oburlukla şişkinleşen benliklerimiz; tükettikçe azgınlaşan nefsaniliklerimiz altında gün be gün ezilmekteyiz. ‘Terakki ettikçe’ sığlaşan fikirlerimiz; ‘ürettikçe’ tükenen duygularımız; ‘medenileştikçe’ gerileyen duyarlılıklarımız; ‘aydınlandıkça’ körelen inançlarımız; ‘dokundukça’ çürüyen doğamız; ve ‘imar ettikçe’ harabata dönen yurtlarımız altında eziliyoruz... ***Kürenin aklı, hazin tarihsel tecrübelerin üretmiş olduğu insani değerleri sistematik biçimde inkar ederek kendisini yok etti. Kürenin vicdanı, Avrupa’nın sınır boylarında çatılan dikenli tellerde ve Akdeniz’in serin sularında çıkış arayan bedenlerde ruhunu teslim etti. Kürenin ahlakı, mezalim karşısında kamusal vicdani bir tepki ve insanca bir duyarlılık geliştiremeyen toplumsal bedende can verdi. Kürenin hukuku, üretmiş olduğu bütün hak ve özgürlük normlarına rağmen kadın, çocuk ve yaşlı demeden tüm sivilleri can evinden vuran silahların soğuk yüzünde yaşamına son verdi. Ve Küre, topyekûn bir şiddet ve ağır bir terör sarmalına mahkûm edildi... *** Aklı tutulan, vicdanı körelen, ahlakı tükenen ve hukuku haleldar edilen Küremiz, bir değer mezarlığına dönüşmüş durumda. Küreye düzen verme utkusu ile var edilen bütün beşeri buluşlar bir ölüm makinesine dönüşmüş durumda. İnsanlar arasındaki sözde çatışma ortamını sulh ve nizama tahvil etme amacına matuf olan Leviathan, masumiyet ve masuniyetin kanıyla beslenen doyumsuz bir canavara dönüşmüş durumda. Üzüntü vericidir ki; Masumiyet, silah ve savaş endüstrisinin acımasız iktisadi çarklarına; Masuniyet, barış ve demokrasi teraneleriyle üretilen ağır yıkımlara kurban edilmiş durumda... *** Medyatik çığırtkanlıklar ve karartmalarla hakikatin avazı kısılmakta; kabadayılıklarla diplomatik zarafetin dili yıkılmakta; hukuk tanımazlıklarla küresel adaletin beli kırılmakta; ölçüsüz menfaatperestlikler karşısında erdemli olmak zemmedilmekte; mazluma yâr ve yârenlik etmek kerih görülmekte; sahiciliğin kadrini bilmek aşağılanmakta; liyakati hakikat bilmek ve gereğini bellemek nefyedilmekte; cesareti bir erdem olarak kuşanmak tahfif edilmekte; ve fakat kudretini kendinden bilmek yüceltilmekte... *** Bizleri bütünüyle ye’se sevk eden tüm bu ahvâle rağmen insan; varoluşunun temel anlam katmanlarından birisi olan ‘umut’ ile ‘benliğini, kimliğini ve evrenini’ yeniden inşa edebilir. Bu anlamda bir vicdan varlığı olarak insan, bir umut terkibi ve tesisidir. Zira vicdan, ancak umutla tahkim edilebilecek olan bir mevzidir... Umut; aklın kendi mahut sınırlarına tutunabilmesinin öncü rehberidir... Umut; müesses bir aklın sınırlılıkları muvacehesinde terakki edebilme potansiyelidir... Umut; yıkıntılar arasından yeniden yeşerebilmenin kendisidir... Umut; bütün kişisel ve küresel hesaplarımızın üzerinde bir ‘Hesap’ olduğunun idrakidir... Umut; zalime set çekme ve mazluma müzaheret etme bilincidir... Umut; nisyana uğramış değerlere yaşamsal bir dokunuşla yeniden temas etmektir... Umut; vicdan çağrısına kulak vererek çağa ses ve nefes vermektir... Umut; imha etmek değil, inşa etmektir... Umut; katletmek değil, ihya etmektir... Umut; merhametin nefrete ve zarafetin nobranlığa galebe çalmasıdır... Umut; aşkla yeniden çağa diriliş mayası çalmaktır...   Umudun kuşattığı bir dünya; barış, huzur ve esenliğin egemen olduğu yeni bir yıl temennisiyle...  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.