"Sakatlar Haftası" münâsebetiyle -1-

A -
A +

Hatırlayacağınız üzere, Nisan ayının 2. haftasında yazdığımız 2 (iki) makalemizde, 5-6 Nisan'da İstanbul'da yapılan bir sempozyumdan bahsetmiştik. Bugün ve yarın da, inşâallah konuyla ilgili birkaç kelime daha yazmak istiyoruz... Bilindiği gibi, insanlar, doğuştan veya sonradan "sakat [özürlü, engelli]" olabilirler. İşte 10-16 Mayıs tarihleri arası, "Sakat"ların ["Engelli"lerin] haklarına ve sakatlık durumuna dikkat çekmek maksadıyla, "Sakatlar veya Engelliler Haftası" olarak belirlenmiştir. Böyle gün ve haftalar, herkesin yapabileceği bir şeyin olduğunu ve neler yapabileceğimizi düşünmemiz için birer vesîle olmalıdır. Memleketimizde, hafta boyunca sakatlık problemi, sakatlığın önlenmesi ve sakatların eğitimi gibi konular ele alınıp incelenir. Radyo ve televizyonlarda, konu ile ilgili programlar yayınlanır; okullarda her gün ayrı bir sakatlık konusu işle?nir. "Sakatları Koruma Millî Koordinasyonu Kurulu" da, bu hafta içinde birçok etkinlik gerçekleştirir. Bu haftayla ilgili genel program şöyle uygulanır: 10 Mayıs: Sakatlar Haftasının açılışı 11 Mayıs: Görmeyenler günü 12 Mayıs: İşitme ve Konuşma Kusûrluları günü 13 Mayıs: Ortopedik Sakatlar günü 14 Mayıs: Zekâ ve Rûhsal Özürlüler günü 15 Mayıs: Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar günü 16 Mayıs: Sakatlar Haftası'na genel bakış. Sene içerisinde, ayrıca 19 Eylül "Gâzîler Günü", 3 Aralık da, "Dünya Özürlüler Günü"dür. Türkiye gâzîleri, 19 Eylül 1983 tarihinde, "Türkiye Muhârip Gâzîler Derneği" çatısı altında bütünleşmişlerdir. Yurdumuzda her yıl 19 Eylül "Gâzîler Günü" olarak kutlanmaktadır. Aslında bütün insanlığın ortak problemi olan sakatlık [özürlülük, engellilik], sadece ülkemizin değil, bütün dünyânın gündemindedir. Bu yüzden "Sakatlar Haftası", Birleşmiş Milletler'e üye olan 156 ülkede aynı zamanda değerlendirilmektedir. Yukarıda zikrettiğimiz makâlelerimizde de belirttiğimiz gibi, dünyâ nüfûsunun yüzde 10'u, Türkiye nüfûsunun ise yüzde 12'si özürlü, ya'nî ülkemizde yaklaşık olarak çeşitli özürleri olan 7.5 milyon vatandaşımız vardır. Biz burada, sakatlıkların akraba evlilikleri, gebelik öncesi tedbîrsizlikler, aşıların zamanında yapılmaması, kazalar... gibi birçok sebepten kaynaklandığı konular üzerinde duracak değiliz. Peygamber Efendimiz (aleyhisselâm): "Ey Allah'ın kulları! Tedâvî olunuz. Çünkü Allah, hiçbir dert yaratmamıştır ki, dermânını vermiş olmasın. Ancak ihtiyârlık [netîcede ölüm] müstesnâ" buyurmuştur. Belki ileride gün gelecek, bütün sakatlıklar tedâvî edilebilecektir. Toplumumuzun ayrılmaz birer parçası olan engelli (özürlü) vatandaşlarımızın, geleceğe umut ve güvenle bakabilmelerini sağlayacak imkânlara kavuşturulmaları, hem devletimizin ve hükûmetlerin, hem de bütün ferd ve sivil toplum kuruluşlarının öncelikli görevleri arasında yer almalıdır... Güzel ülkemizde, engelli vatandaşlarımıza, hem bütün vatandaşlar, hem sivil toplum kuruluşları, hem de Devlet ve Hükûmetler sâhip çıkmaktadırlar. 2003 yılında Ankara'da Diyânet İşleri Başkanlığı, geniş katılımlı bir Sempozyum yapmıştı. Başkaca paneller, sempozyumlar, toplantılar, basın açıklamaları, radyo ve televizyon programları yapılmıştır, hâlen de yapılmaktadır. "ENGELLİ GERÇEĞİ..." Diyânet İşleri Başkanlığının, 20-21 Aralık 2003 tarihinde, halka açık olarak, 35 bilim adamının teblîğci ve müzâkereci olarak katılımıyla, Ankara Kocatepe Câmii Konferans salonunda, "Engelliler Gerçeği ve İslâm" başlığı ile gerçekleştirdiği sempozyumun açılış konuşmasını, o günkü Diyânet İşleri Başkanı ile bir devlet Bakanı, kapanış konuşmasını da yine diğer bir Devlet Bakanı yapmışlardır. O sempozyumda üç oturum yapılmıştır. İlim adamları, bu oturumlarda, "Kur'ân'ın Engellilere Bakışı", "Engelliler ile İlgili Hadîslerin Analizi", "İslâm'ın Engellilere Tanıdığı Ruhsat ve Kolaylıklar" gibi başlıklar altında tebliğler sunmuşlar ve bu tebliğler bilim adamları veya sivil örgüt temsilcileri tarafından müzâkere edilmiştir. Bunların hepsi İnternette vardır. [İnşâallah, yarınki makâlemizde de konuya devâm edelim.]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.