Peygamber Efendimizin bazı mu'cizeleri

A -
A +

Dünkü makâlemizde, "Mu'cize" üzerinde bir nebze durmuştuk. Bugün, yine konumuzla ilgili birkaç kelime daha yazmak istiyoruz... Dâru'l-Fünûn müderrislerinden (ya'nî eski İstanbul Üniversitesi profesörlerinden) Seyyid Abdülhakîm bin Mustafâ (rahmetullahi aleyh) diyor ki: Allahü teâlâ, her şeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek te'sîr, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabîat kuvvetleri, fizik, kimyâ ve biyoloji kânûnları diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine yapışmamız lâzımdır. Meselâ, buğday hâsıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini biçmek lâzımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, yüce Allah'ın bu âdeti içinde meydâna gelmektedir. OLAĞANÜSTÜ HÂLLER!.. Cenâb-ı Hak, her şeyi bir sebep altında yaratmakla birlikte, istediği zaman, sevdiği insanlara, ikrâm için, iyilik olsun diye ve azılı düşmânlarına da mekr-i İlâhî olmak üzere, bazı "Hâriku'l-âde (yani fevka'l-âde, âdet dışı, olağanüstü)" şeyler verebilir. Ya'nî bunlar için âdetini bozarak, sebepsiz şeyler de yaratabilir. Meselâ: 1- Peygamberlerden, âdet-i İlâhiyye dışında, fakat kudret-i İlâhiyye içinde bazı şeyler meydâna gelir. Bunlara "mu'cize" denir. Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) mu'cize göstermeleri lâzımdır. 2- Peygamberlerin ümmetlerinin evliyâsında, âdet dışı meydâna gelen şeylere, "kerâmet" denir. Evliyânın kerâmet göstermeleri lâzım değildir. Zâten bunlar da, kerâmet göstermek istemezler, Allahü teâlâdan hayâ ederler, utanırlar. 3- Ümmet arasında, velî olmayanlardan meydâna gelen âdet dışı şeylere de, "firâset" denir. 4- Âdet dışı şeyler, fâsıklardan, günâhı çok olanlardan zuhûr ederse, bunlara "istidrâc" denir ki, derece derece, kıymetlerini indirmek demektir. 5- Kâfirlerden zuhûr edenlere ise "sihir", ya'nî "büyü" denmektedir. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve selem) mu'cizeleri binden fazla olup bâzıları şunlardır: Mi'râc mu'cizesi, şakk-ı kamer (Ay'ın ikiye bölünmesi) mu'cizesi, ölülerin diriltilmesi mu'cizesi, Kâbe-i muazzama içindeki putların mübârek parmağının işâreti ile yüzüstü düşmesi mu'cizesi, yaralılara ve hastalara şifâ verme mu'cizesi, mübârek parmaklarından su fışkırma mu'cizesi gibi. (Harputlu İshâk Efendi) Bunlardan çok meşhûr olan bazı mu'cizelerini, kısaltarak şöyle ifâde edebiliriz: Muhammed aleyhisselâmın mu'cizelerinin en büyüğü, şüphesiz ki "Kur'ân-ı Kerîm"dir. Bugüne kadar gelen bütün şâirler, edebiyâtçılar, Kur'ân-ı kerîmin nazmı ve ma'nâsı konusunda âciz ve hayrân kalmışlardır. Bir âyetin dahî benzerini söyleyememişlerdir. Geçmişte olmuş ve gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. İşitenler ve okuyanlar, tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da, usanmıyorlar. Onu okumanın veya dinlemenin, sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır. İşitenlerden kalblerine dehşet ve korku çökenler, bu sebebden ölenler bile görülmüştür. Nice azılı İslâm düşmanları, Kur'ân-ı kerîmi dinlemekle, kalbleri yumuşamış, îmâna gelmişlerdir... Muhammed aleyhisselâmın meşhûr mu'cizelerinin en büyüklerinden birisi de, Ay'ı ikiye ayırmasıdır. Bu mu'cize, başka hiçbir Peygambere nasîp olmamıştır. Muhammed aleyhisselâm, elliiki yaşında iken, Mekke'de Kureyş kâfirlerinin elebaşları yanına gelip, "Peygamber isen, Ay'ı ikiye ayır" dediler. Muhammed aleyhisselâm, herkesin, hele akrabâsının ve tanıdıklarının îmân etmelerini çok istiyordu. Ellerini kaldırıp duâ etti. Allahü teâlâ, kabûl edip Ay'ı ikiye böldü. Yarısı bir dağın, diğer yarısı başka bir dağın üzerinde göründü. Kâfirler, "Muhammed bize sihir yaptı" dediler; îmân etmediler. GAYBDAN HABER VERMESİ Resûlullahın gaybdan haber verdiği çok görüldü. Bu mu'cizesi üç kısmdır: Birinci kısmı, kendi zamanından evvel olan ve kendisine sorulan şeylerdir ki, bunlara verdiği cevaplar, birçok kâfirin, katı kalpli düşmânlarının îmâna gelmelerine sebep olmuştur. İkinci kısmı, kendi zamanında olmuş ve olacak şeyleri haber vermesidir. Üçüncü kısmı, kendisinden sonra kıyâmete kadar dünyâda ve âhirette olacak şeyleri bildirmesidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.