Bazı İslâm âlimlerinin ölüm hakkındaki sözleri

A -
A +

Dünkü makâlemizde, ölüm hakkında, genellikle Tâbiînden bazı zevâtın kıymetli sözlerini naklettik. Bugün de, konumuzla alâkalı olarak Tebe-i tâbiînden ve diğer bazı büyüklerden nakiller yapalım: 

Tebe-i tâbiînin büyüklerinden, hadîs, fıkıh ve kırâat âlimi, velîlerden Yûsuf bin Esbât (rahmetullahi aleyh) hazretlerine: "Hemen ölmeyi arzû eder misin?" diye sordular. Cevâbında: "Hayır, daha yaşamak isterim. Belki bir gün günâhlarıma çok pişmân olmak ve sâlih ameller işleyip iyiler arasına katılmak nasîb olur" buyurdu. Yine Tebe-i tâbiînin büyüklerinden, fıkıh ve hadîs âlimi, velîlerden Süfyân bin Uyeyne (rahmetullahi aleyh) hazretleri, birine yazdığı mektupta; "Kardeşim, Allahü teâlâyı hâtırlamaktan ve ölüme hâzırlanmaktan gâfil kimselerden uzak dur. Biz öyle insanlara yetiştik ki, onların ölüm korkusundan akılları dağılmış gibiydi." 
"İKİ ŞEY VAR Kİ!.."Tebe-i tâbiînden meşhûr fıkıh âlimi ve velîlerden Evzâî (rahmetullahi aleyh), Ömer bin Abdilazîz'in kendisine yazdığı bir mektuptan şöyle bir nakil yapar: "Ölümü çok hâtırlayan kimse dünyâya rağbet etmez. Ağzından çıkan her sözden hesâba çekileceğini bilen az konuşur ve ancak lüzûmlu sözleri söyler."Büyük fıkıh âlimi ve velîlerden Süfyân-ı Sevrî (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: "Ölüm her ân gelebilir. Yarına kadar yaşayabileceğini zanneden bir kimse, ölüm için hâzırlıklı değildir. Allahü teâlâya yapılan ibâdetler, ölümü hâtırlamaya işârettir. Günâh ve kusûr olan işler de, ölümü unutmuş olmanın alâmetidir." Büyük velîlerden ve hadîs âlimlerinden Abdül-A'lâ el-Kureşî (rahmetullahi aleyh) ölümü çok hâtırlar ve titrerdi. Buyururdu ki: "İki şey var ki, beni dünyâ zevklerine dalmaktan alıkoyuyor. Bunlar ölümü hâtırlamak ve Allahü teâlânın dâimâ huzûrunda bulunmaktır." Yine hadîs âlimlerinden ve evliyâullahtan Abdurrahmân bin Mehdî'ye (rahmetullahi aleyh), "Ölümü isteyen bir kimse hakkında bir suâl sorulunca" cevâben buyurdu ki: "Dînine zarar geleceği korkusundan, ölümü istemekte bir mahzûr yoktur. Fakat yoksulluk, ihtiyâç, eziyet ve buna benzer şeylerden dolayı ölüm temennî edilmez." Evliyânın büyüklerinden Adiyy bin Müsâfir (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: Ölüm haktır, öldükten sonra dirilmek de haktır. Münker ve Nekîr'in suâl sormaları haktır. Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen; "Allah, îmân edenleri hem dünyâda, hem âhirette (kabirde) sâbit söz olan şehâdet kelimesi ile tesbît eder; tevhîde bağlı kılar. Allah zâlimleri (kâfirleri) şaşırtır ve O dilediğini yapar" buyuruluyor. (İbrâhîm sûresi, 27)Hindistân'da yetişen en büyük velî, âlim, müceddid ve müctehidlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: "Ölmek, felâket değildir. Öldükten sonra, başına gelecekleri bilmemek felâkettir." 
"O ÖLÜM Kİ!.."Yine Hindistân'da yetişen büyük velîlerden Mevlânâ Muhammed Sıddîk Keşmî (rahmetullahi aleyh), ölüm hakkında buyurdu ki: "Mısra: O ölüm ki, ona yaşama derim. Gerçekten sonsuz hayât, ölüme bağlıdır. Ölüm, ebedî hayâtın süsleyicisi, donatıcısıdır. Hayır, belki bir âb-ı hayâttır, yani hayât bahşeden, hiç öldürmeyen bir sudur. Ölüm, dostluğun kuvvetlendiricisidir. Ölüm, mâsivâ binâsını ateşe vericidir. Ölüm, üzüntü perdelerinin yakıcısıdır. Ölüm, hakîkatin aynasıdır. Ölüm, görünmeyen güzelin yüzünden perdeyi kaldırıcıdır. Gönlümün, gelmesinden hoşlandığı, beklediği şey ölümdür. Dağınıklıkları toplayan ölümdür. Ölüm seveni sevdiğine kavuşturucudur. Resûlullah Efendimiz, (Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür) buyurmuştur." Horasân bölgesinde yetişen velîlerden Ebû Bekr-i Ebherî (rahmetullahi aleyh) bir gün bir cenâzede bulundu. Ölenin yakınları çok ağlıyorlardı. Ebû Bekr-i Ebherî hazretleri şu meâle gelen bir şiir okuyarak: "Kendini unutmuş bir hâlde, ağlıyor ölünün hâline. Ölünün yakınlarının, mevtâya az taziyede bulunduklarını iddiâ ediyor. O kimse akıl ve fikir sâhibi olsaydı, kendi bulunduğu hâle ağlardı." Esâs ağlanması gereken kimsenin, îmânla giden meyyit değil, geride kalan kimseler olduğunu, çünkü ölenin dünyânın günâh ve sıkıntılarından kurtulduğunu bildirdi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.