Asrın vebâsı: Uyuşturucu belâsı

A -
A +
Birtakım menfaatperestler, dünya çıkarları için insanların ruh ve beden sağlıklarıyla oynamaktan çekinmeyenler, uyuşturucu baronları çığ gibi büyümektedir...
 
1-7 Mart tarihleri arası “Yeşilay Haftası” olduğu için, 3 Mart Perşembe günü tertiplenen “Asrın Vebâsı Uyuşturucu” başlıklı bir panelde, hem “Moderatör”, hem de “Panelist” idim.
Ayrıca, mezkûr hafta münâsebetiyle, 4 Mart 2016 Cuma günü, bir televizyonda da, “Sağlıklı Yaşam, Sağlıklı Çevre ve Kadın Hakları” konusunu ele  aldık...
Birtakım menfaatperestler, dünya çıkarları için insanların ruh ve beden sağlıklarıyla oynamaktan çekinmeyenler, uyuşturucu baronları çığ gibi büyümektedir. Bu yoldan trilyonları, katrilyonları vuruyorlar. Nasıl kumar baronları, silah tüccârları, büyük birer tehlike ise, uyuşturucu mafyası da çok büyük bir tehlikedir. Bunlar, bütün milletlerin ve devletlerin baş belâsı olan anarşi ve terörden geri kalmazlar.
Biz, bugün ve yarınki makâlelerimizde, beden ve ruhu tahrip etmekle kalmayıp nesillere dahi tesir eden, asrımızın vebâsı olan “Uyuşturucu” belâsını ve ona karşı alınacak tedbîrler konusunu ele almayı münasip gördük...
Önce şunu ifâde edelim ki, mukaddes dînimiz İslâmiyete göre her insan, elinin altında bulundurduğu kimselerin her türlü hak ve hukukundan, eğitim ve öğretiminden, talim ve terbiyesinden sorumludur.
Büyük psikolog, sosyolog, pedagog, âlim ve velî İmâm-ı Gazâlî (rahimehullah) bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Çocuğun terbiyesine çok dikkat etmelidir. Onun kötü arkadaşlarla düşüp kalkmasına mâni olmalıdır. Kötü arkadaş, çocuğun edep ve terbiyesini bozar.”
Dâru’l-fünûn müderrislerinden (yani eski İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden), büyük âlim ve velî Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (rahmetullahi aleyh) de buyurmuştur ki:
“Evlâd büyük bir nimettir. Nimetin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için pedagoji yani çocuk terbiyesi, İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir.”
Ebeveynin evlâd üzerindeki eğitiminin önemi hakkında, Allah’ın Resûlü Sevgili Peygamberimiz;
"Her doğan çocuk İslâm fıtratı üzere doğar. Bundan sonra anası-babası onu ‘Yahûdî’ veya ‘Nasrânî’ yahut da ‘Mecûsî’ yaparlar...” buyurmuştur.
Sahîh-i Müslim’de zikredilen bu hadîs-i şerîf, insanın fıtraten temiz ve saf olduğunu, ahlâkın en güzeli olan İslâm'ı kabule kâbiliyet ve istidâdlı bulunduğunu ortaya koymaktadır.
Ancak, insana verilen yanlış bir eğitim ve öğretim, onu inançsız bir insan ve kötü ahlâk sâhibi bir kişi durumuna getirebilir. Bu sebeple çevrenin ve ebeveynin çocuk üzerindeki terbiye ve tedîbi tartışılamayacak kadar önemlidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.