Peygamberimizin teşrifinden önceki dünyanın hâli...

A -
A +

O doğmadan önce yeryüzünde bulunan bütün milletler, Allahü teâlâyı unutmuş, huzurun, saadet ve sevincin kaynağı olan “Tevhîd” inancı ortadan kalkmıştı.

 

    Fahr-i Kâinât Efendimiz doğmadan önce, bütün âlem, manevî yönden müthiş bir zulmet/karanlık içinde idi. İnsanlar hudutsuz derecede azgınlaşmışlar, Allahü teâlânın gönderdiği dînler unutulmuş, İlâhî hükümlerin yerini, insan kafasından çıkan fikirler, düşünceler almıştı. Sadece insanlar değil, bütün mahluklar, zâlim insanların vahşet ve zulmünden iyice bunalmıştı. Yeryüzünde bulunan bütün milletler, Allahü teâlâyı unutmuş, huzurun, saadet ve sevincin kaynağı olan Tevhîd” inancı ortadan kalkmıştı. Küfür fırtınası, kalplerden îmânı söküp atmış, insanlar putlara tapmaya başlamışlardı. Mısır'da, bozulmuş Tevrât'ın hükmü geçerli, Bizans'ta ise yine değiştirilmiş bir dîn olan Hıristiyânlık yürürlükte idi. İsrâîloğulları birbirlerine düşmüş, Mûsâ aleyhisselâmın getirdiği dîn unutulmuştu. İsâ aleyhisselâmın getirdiği hakîkî dîn de bozularak, dîn ile hiçbir alâkası kalmamıştı. Îrân'da ateşe tapılıyor, ateşperestlerin ateşi bin senedir söndürülmüyordu. Çin'de Konfüçyüsizm, Hindistân'da Budizm gibi uydurma dînler hüküm sürüyordu. Arabistân'ın insanları da karanlık içinde idiler. Beytullah'ın içine ve Mescid-i Harâm’a, “Lât”, “Menât” ve “Uzzâ” gibi yüzlerce put doldurulmuştu. Zulüm son haddine varmış, ahlâksızlık, iftihâr vesilesi sayılıyordu... Netîce itibâriyle o zamanın insanları arasında şefkat, merhamet, iyilik ve adâlet gibi güzel hasletler yok olmuş gibiydi. Yedi kat yer, yedi kat gök, kısacası bütün âlem, büyük bir arzu ve iştiyâkla, “Hâtemü'l-enbiyâ ve'l-mürselîn” olan Efendisini beklemekte idi. Hicretten 53 sene evvel, "Fil vak'ası"ndan da iki ay kadar sonra, Rebîu’l-evvel ayının onikisinde, Pazartesi gecesi sabâha karşı,Mekke'nin Hâşimoğulları Mahallesi’nde, Safâ Tepesi yakınında bir evde, Muhammed Mustafa (aleyhisselâm) doğdu. Dost-düşman herkesçe malum olduğu üzere, Resûl-i Ekrem Efendimizin doğduğu gece, pekçok olağanüstü hâl görülmüştür: Meselâ o gece, Ka’be-i Muazzama ve Mescid-i Harâm’daki bütün putlar, yüzüstü devrilip yere kapandılar. Mukaddes sayılan “Sâve gölü”nün o gece suyu çekilerek kurudu. Şâm tarafında, bin yıldan beri kuru bir vâdî olan ve suyu akmayan “Semâve Nehri Vâdîsi”, sularla dolup taşarak akmaya başladı.Îrân Kisrâsı’nın Medâyin’deki sarayı sallandı, hattâ 14 burcu yıkıldı. Mecûsîlerin, yani ateşe tapanların bin (1000) seneden beri yanan kocaman ateş yığınları ânîden sönüverdi...Netîce olarak söyleyelim ki, O'nun teşrîfiyle âlem, yeniden hayât buldu, karanlıklar dağıldı; bütün cihân aydınlandı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.