Bütün insanlığın saadeti için...

A -
A +
Bu dîn, bütün insanlığı saadete kavuşturacak prensiplerden ibarettir. Sosyal adâlet esasları üzerine kurulmuştur. İslâmiyette sınıflaşma yoktur. Herkes aynı haklara sahiptir.     Dâru’l-Fünûn Müderrislerinden (eski İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden) büyük âlim Seyyid Abdülhakîm Efendi’nin buyurduğu gibi, İslâmiyetin içinde hiçbir zarar yoktur. İslâmiyetin dışında da hiçbir menfaat yoktur ve olamaz. İslâmiyet Allahü teâlânın emirlerini büyük bilip saygı göstermeyi ve mahlûkâta merhameti istemekte, memleketleri imar ve insanları manevî ve maddî olarak yükseltmeyi emretmekte, insanların sevişmelerini, yardımlaşmalarını, kardeşçe yaşamalarını istemektedir. Yine mukaddes İslâm dîni, herkese karşı edepli, saygılı olmayı, ana-babaya, akrabaya, arkadaşlara, muhtaçlara daima müşfik, merhametli, iyilik edici olmayı, hayvanların dahi hakkını gözetmeyi, cömert olmayı, israftan sakınmayı emretmektedir. Tembellik ve boşa vakit geçirmeyi yasaklamıştır. Nefsin temizlenmesini temin etmekte, kötü huyları iyi huylardan ayırarak iyi huyları emretmekte, kötü huyları ise şiddetle yasak etmektedir. Müslümanların, başkalarının mallarına, canlarına, namuslarına, şeref ve itibarlarına el, dil, fiil, resim ve yazı ile saldırmaları kesinlikle yasaktır. Yalan, iftira, gıybet, haset, düşmanlık gibi kötü hasletler reddedilmiştir, yasaklanmıştır. İyi-kötü herkesle ve gayr-i müslim vatandaşlarla da iyi geçinmeyi,  her bakımdan iffet ve hayâyı, tam sıhhatli olmayı istemektedir. İslâm dîni, İnsanların yardımlaşmalarını, birbirlerine hizmet etmelerini istemekte; dîni, vatanı, inanışı başka olanların da canlarını, mallarını ve namuslarını korumayı emredip, bunlara saldırmayı kesinlikle yasaklamaktadır. Fertlerin, evlâdın, âilenin ve milletlerin haklarını ve vazifelerini öğretmekte, dirilere, geçmişlere, geleceklere, herkese karşı bir hak ve mesuliyet yüklemektedir. İslâmiyet; insanın hem rûhî, hem de maddî refâhını temin edecek bir ahlâk getirmiştir. Bu mukaddes dîn, sadece fert ile Allah arasında râbıta kurmakla kalmayıp, fertlerin birbirlerine, hatta insanlık camiasına karşı haklarını ve vazifelerini de tanzim eder, hep ileriyi gösterir; ilericiliğin ve dinamizmin mümessilidir. Bu dîn, bütün insanlığı saadete kavuşturacak prensiplerden ibarettir. Sosyal adâlet esasları üzerine kurulmuştur. İslâmiyette sınıflaşma yoktur. Müslüman olan herkes aynı haklara, aynı itibara sahiptir. Adâlet karşısında devlet reisi ile çoban eşit haklara malik olup eşit mesuliyetler taşırlar. Bir kişinin veya belli bir cemiyetin değil, bütün insanlığın hür ve medenî bir hayat seviyesine ulaşmasını emretmekte, bunun için de sosyal adâleti esas tutmaktadır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.