Dilenciliği meslek hâline getirmek!..

A -
A +

Hiç yiyeceği bulunmayıp, sağlam, çalışacak, ticâret yapabilecek hâlde olan kimsenin, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi harâmdır.

 

 
 
Bugünkü makâlemizde birer nebze; “Sadaka istemek ne zaman câiz olur?”, “Bazılarının zengin oldukları hâlde, dilenciliği meslek hâline getirmeleri uygun mudur?”, “Böyle kimselere para vermek harâm mıdır?..” gibi konulara temâs etmek istiyoruz...
Hemen makâlemizin başında, mukaddes dînimizin mühim bir hükmünü belirtelim: “Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin dilenmesi harâmdır.
Yine, hiç yiyeceği bulunmayıp, sağlam, çalışacak, ticâret yapabilecek hâlde olan kimsenin de, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi de harâmdır. Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de harâmdır. Ancak istemeden verilen malı alması câizdir.
Aç veya hasta olanın yiyecek istemesi gerekir. Bir günlük yiyeceği olup da çalışabilecek hâldeki kimse, ilim öğrenmekle veya öğretmekle meşgul ise, yiyecek istemesi câiz olur.
Parasını harâma sarf edene ve isrâf edene sadaka verilmez. Câmide cemâat arasında dolaşarak dilenmek harâmdır.” (Hâşiyetü Reddi’l-Muhtâr)
Görüldüğü gibi, İslamiyet’te, eli ayağı tutup da çalışabilenlerin dilenmeleri harâmdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Gerçek yoksul; ihtiyâcını karşılayacak bir şeyi olmayan, hâtırlanmadığı için sadaka verilmeyen, kendisi de kalkıp kimseden bir şey istemeyen kişidir.” [Buhârî]
“Çalışmayıp kendini sadaka isteyecek hâle düşüren, 70 şeye muhtaç olur.” [Tirmizî]
“Şu üç şey için yemîn ederim: Sadaka vermekle aslâ mâl eksilmez. Öyle ise sadaka verin! Zulüm gördüğü şahsı, Allah rızâsı için affeden, dünyâ ve âhirette azîz olur. Öyle ise affedin! İsteme kapısını açana da, Allahü teâlâ fakîrlik kapısını açar.” [İ. Ahmed]
Her gün, az da olsa sadaka vermelidir. Bir ay bekleyip de daha çok vereyim diyerek sadakasız gün geçirmemelidir. [İnşaallah öbür haftaki iki makâlemizde, birazcık “infâk” ve “sadaka” konusuna temâs etmek istiyoruz.]
“Muhtaç olmadan dilenen, ateş koru [kor ateş] yutan kimse gibidir.” [Beyhekî]
“Dilenci, dilenmekteki vebâli bilseydi, hemen dilenmekten vazgeçerdi.” [Taberânî]
 “Dilenmeye mâni olan zenginlik, sabah-akşam yiyeceğe mâlik olmaktır.” [Razîn]
Bir dilenci, “Allah rızâsı için bana bir sadaka ver” dediğinde, ona, “Allah versin” diyerek, kendisini terslemek caiz mi? şeklinde bir suâl hâtıra gelebilir. Her dilenene sadaka vermek uygun değil ise de, bu şekilde terslemek de uygun değildir. O hâlde, dilenmekteki ölçü nedir? Bir günlük yani sabâh-akşam yiyeceği olanın dilenmesi câiz değildir. [Bu konuda, inşâallah yarınki makâlemizde de birkaç kelime daha yazalım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.