“Kim insanlardan bir şey istemezse..."

A -
A +

Sevgili Peygamberimiz (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) buyurdu ki: “Kim insanlardan bir şey istemezse, Allahü teâlâ, onu zengin eder. Kanâat edene de Allah kâfîdir.”

 

 
Ehemmiyetine binâen/öneminden dolayı, bugün de sadaka konusuna devâm etmek istiyoruz efendim...
Sevgili Peygamberimiz (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) buyurmuşlardır ki:
“Kim, bana, insanlardan bir şey istemeyeceğine dâir söz verirse, ben de onun Cennete gireceğine dâir kefîl olurum.” [Nesâî]
“Kim insanlardan bir şey istemezse, Allahü teâlâ, onu zengin eder. Kanâat edene de Allah kâfîdir.” [Bezzâr]
“Açgözlü olmaktan, istemekten sakının! Tamah, fakîrliğin tâ kendisidir.” [Taberânî]
Şimdi bir kerre daha soralım: “Herhangi bir kimseden bir şey istemek câiz midir?” Bunun en kısa cevâbı şudur: Bir günlük yani sabâh ve akşam yiyeceği olan kimsenin başkasından bir şey istemesi harâmdır.
Resûlullah Efendimiz, bir gün buyurdu ki: “İhtiyâcını karşılayacak bir şeyi varken, bir şey isteyen, muhakkak Cehennem ateşini çoğaltmış olur.”
Bunun üzerine “Yâ Resûlallah! O hâlde, istemeye mâni olan zenginlik nedir?” diye suâl ettiler. Peygamber Efendimiz (aleyhis-selâm) cevâben buyurdu ki: “Sabâh ve akşam yiyeceği kadar bir mâla sâhip olmaktır.” [Ebû Dâvûd]
Demek ki, bir günlük yiyeceği varken dilenmek harâmdır. Bir hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:
“Halktan bir şey istemeyin! Bir misvâkı bir defa kullanmak için de olsa.” [Beyhekî]
Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü anh), deve ile giderken devenin yuları yere düşünce, devesini çöktürüp yuları aldı. Oradakiler, “Bize söyleseydin de, biz alıp sana verseydik, inmene ne lüzum vardı?” dediler. Hazret-i Ebu Bekir (radıyallahü anh), “Resûlullah bana, halktan bir şey istemememi emretti” buyurdu. (İ. Ahmed)
Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh), misâfirlerine ikrâm etmesi için, Resûlullah Efendimize vermek üzere, en iyi hurmalardan bir yığın hurma ayırmıştı. Bir gün Peygamber Efendimiz, Hazret-i Bilâl’in evine gelip bu hurmaları görünce, bunların ne olduğunu sordu. Hazret-i Bilâl de, “Bunları misâfirlerinize ikrâm edesiniz diye size vermek üzere sakladım” dedi. Bunun üzerine, Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
“Bunların, Cehennemde duman olmasından korkmuyor musun? Yâ Bilâl! Bunları infâk et, azalır diye korkma” [Bezzâr]
Hem kendimiz, hem de ölülülerimiz için sadaka vermeye çalışmalıyız. Çünkü “Sadaka; belâları önler, ömrü uzatır, bedene sıhhat verir, mâlı arttırır.” [Seyyid Abdülhakîm bin Mustafâ Arvâsî (rahmetullahi aleyh)]
“Ölüler için duâ ve istiğfâr ederek ve onlar için sadaka vererek, imdâdlarına yetişmek lâzımdır.” [İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî (rahmetullahi aleyh)] [İnşâallah öbür haftaki 2 makâlemizde, “İnfâk” ve “sadaka” kavramlarından bahsetmeye çalışalım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.