İnsanlara bir şeyler vermenin üstünlüğü

A -
A +

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Herhangi bir Müslümân, kendi ehline/âilesine, Allahü teâlânın rızâsını umarak infâk ederse, bu nafaka onun için sadaka olur.”

 

    Dünkü makâlemizde, birazcık “infâk”tan bahsettik; bu konuda birkaç âyet-i kerîme ile bir hadîs-i şerîfi (meâl olarak) zikrettik. “İnfâk” konusunda, aslında Sevgili Peygamberimizin birçok hadîs-i şerîfi var. Biz bugün bir-iki tanesini daha zikredelim, sonra da bu terimle yakından alâkalı diğer tabîr/ıstılâh/terimler üzerinde duralım: Resûlullah (aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm) buyurmuştur ki: “Bir kimsenin infâk edeceği (harcayacağı) en fazîletli dînâr, çoluğuna-çocuğuna infâk ettiği (harcadığı) dînâr ile Allah yolunda hayvanına infâk ettiği dînâr, bir de yine Allah yolunda arkadaşlarına sarf ettiği dînârdır.” (Müslim) “Yâ Ebâ Hüreyre! Benden sonra müminlerin büyüğü, o kimsedir ki, Allahü teâlâ ona mâl verir, o da gizli ve âşikâre,Hak yoluna infâk eder ve yaptığı iyilikleri kimsenin başına kakmaz.” (Kimyây-ı Seâdet) “Kim evinde oturduğu hâlde Allah yolunda mâl infâk ederse (harcarsa), onun her dirheminin (4.8 gram gümüş) karşılığında yedi yüz dirhem vardır. Bizzât Allah yolunda gazâya gider [İnsanların İslâmiyet'i işitmeleri, Müslümân olmakla şereflenmeleri yâhut Müslümânların dînine, vatanına ve nâmusuna tecâvüz eden düşmanı kovmaları için yapılan muhârebeye gider] ve bu yolda da infâkta (harcamada) bulunursa, onun her dirhemine karşılık yedi yüz bin dirhem vardır.” (Tergîbü’l-İbâd) “İnfâk”la aynı manâda, bir de “Nafaka” terimi var. “Nafaka”: “İnsanın yaşayabilmesi için, yiyecek, giyecek ve ev gibi lâzım olan şeylerdir” şeklinde de tarif ediliyor. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Herhangi bir Müslümân, kendi ehline/âilesine, Allahü teâlânın rızâsını umarak infâk ederse (zarûrî ihtiyâçlarını karşılarsa), bu nafaka onun için sadaka olur.” (Buhârî)   Bu konuda İslâm âlimlerinin de çok güzel açıklamaları var. Onlardan, yerimizin müsâadesi nisbetinde birkaç tanesini zikredelim: “Farzları yapamayacak kadar az yemek, câiz değildir. Kendinin ve çoluk-çocuğunun nafakasını kazanacak ve borçlarını ödeyecek kadar, çalışıp kazanmak farzdır.” (Abdullah-ı Mûsulî) “Allahü teâlâ, kullarına ‘ıyâlim’ demiş, yani çok merhametli olduğu için, herkesin rızkını, nafakasını kendi üzerine almıştır. Allahü teâlâ, bu ıyâlinden birkaçının rızıkları, nafakaları ve bunların yetişmeleri, rahat yaşamaları için, bir kulunu görevlendirirse, bu kuluna büyük ihsân etmiş olur.” (İmâm-ı Rabbânî) Dînî literatürümüzde, “İnfâk” ve “Nafaka” terimleriyle manâ bakımından örtüşen diğer bazı ıstılâhlar da var.  “İhsân”, “Atâ”, “Cömerdlik”, “Cûd”,Fadl”,Kerem”,Lutf=Lutuf”, “Îsâr”. İnşâaallah başka makaâlelerimizde onlar üzerinde de dururuz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.