Dinimizdeki güzel hasletlerden bazıları

A -
A +
“Bir kimsenin, Allahü teâlâya muhabbetinin gerçek olup olmadığının alâmeti, kendisinde deniz misâli cömertlik, güneş misâli şefkat, toprak gibi tevâzu olmasıdır.”
 
 
Dünkü makâlemizde, birer nebze “ihsân”, “cûd” ve “atâ” terimleri üzerinde durmuştuk. Bugün ise, bu terimlere mana bakımından çok yakın olan, hattâ hemen hemen aynı manalarda kullanılan bazı terimler üzerinde duracağız. Bunlar: “Fadl”,Kerem”,Lutf =Lütuf” ve “Cömertlik” tabîrleridir.
Fadl”: “1. İhsân. 2. Fazîlet, üstünlük” anlamlarında kullanılan bir terimdir.
Kemahlı Hâcı Feyzullah Efendi (rahimehüllah) “Allahü teâlâ, kullarına iyi olanı/faydalı olanı vermeye, kimisine sevap, kimisine azap yapmaya mecbur değildir. Âsîlerin/günâh işleyenlerin hepsini Cennet'e koysa, fadlına  yakışır. İtâat/ibâdet edenlerin hepsini Cehennem'e atsa, adâletine uygun olur. Fakat Müslümânları ve ibâdet edenleri Cennet'e sokacağını, bunlara sonsuz nimetler, iyilikler vereceğini; kâfirlere ise, Cehennem'de sonsuz azap edeceğini dilemiş ve bildirmiştir. O, sözünden dönmez” buyurmuştur.
Kerem”: “Cömertlik, severek vermek” demektir. Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “Her kim ihtiyâcından fazla bir suyu, muhtaç olanlardan esirgerse, Kıyâmet gününde, Allahü teâlânın kerem ve ihsânına kavuşamaz.” (Ahmed bin Hanbel)
İmâm-ı Rabbânî hazretleri de: “Allahü teâlâ öyle bir ihsân sâhibidir ki, kerem ve ihsânlarını dost ve düşmân herkese saçmaktadır” buyuruyor.
Lutf =Lütuf”: “İhsân, iyilik” demektir. “Bir kula, dîni hakkında, Allah tarafından bir nasîhat gelirse; bu nasîhat, Cenâb-ı Hak tarafından kendisine gönderilmiş bir nimet ve lütuftur. Onu kabul eder ve gereğini yerine getirirse, ne güzel; kabul etmezse, günâhının çoğalması ve Allah'ın gazabının çoğalması bakımından onun aleyhinde bir delîl olur.” (Mevâızu’l-Hulefâ)
“Cömertlik” kelimesine gelince: “Dînin, vicdânın ve mürüvvetin (insanlığın) vermeyi emrettiği yerde vermek kendisine zor gelmemek” demektir.
Peygamber Efendimiz (aleyhis-selâm) buyurmuştur ki:
“Cömertlik, Cennet ağaçlarından bir ağaçtır; dalları dünyâya uzanmıştır. Kim ondan bir dal tutarsa, o dal kendisini Cennet'e çeker.” (Et-Tarîku’s-Sâlim)
“Cömerdin yemeği şifâ, cimrininki hastalıktır.” (Dârekutnî)
Yûsuf Sinânüddîn (rahmetullahi aleyh), mühim bir noktaya dikkat çekmiştir: “Cömerdlik, isrâf ile cimrilik arasında orta bir durumdur. Âzâ/uzuvlarla vermek kâfî değildir. Ayrıca kalbin de verme işinden râzî olması, buna karşı çıkmaması lâzımdır.”
Büyük âlim ve velîlerden Bâyezîd-i Bistâmî (kuddise sirruh) ise ne güzel söylemiştir:
“Bir kimsenin, Allahü teâlâya muhabbetinin (sevgisinin) gerçek olup olmadığının alâmeti, kendisinde deniz misâli cömertlik, güneş misâli şefkat, toprak gibi tevâzu (alçak gönüllülük) olmasıdır.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.