Bayramların mana ve ehemmiyeti...

A -
A +

Bayram günleri; günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği ve yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından sevinç ve neşe kaynağıdır...

 

    Bildiğimiz gibi, bayram günleri, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği, yoksulların sevindirildikleri günlerdir. Türkçe’deki “Bayram” kelimesinin Arapça’daki karşılığı “Îd”’dir. “Îd” kelimesi [âde-yeûdü-avdet] kökünden türeyen bir kelime olup her yıl, Müslümânların sürûru/sevinci avdet ettiği, tekrar geldiği için, bu sevinçli günlere “Îd” denilmiştir. Müslümânlar, bayram günlerine ayrı bir önem verirler.Zîrâ bu günler, rahmet kapılarının açıldığı, günâhların affedildiği, birlik ve berâberlik duygularının pekiştirildiği ve yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından sevinç ve neşe kaynağıdır... Dinimize göre, iki bayram vardır. Birincisi, Arabî aylardan Şevvâl-i şerîf ayının birinci günü Ramazan Bayramı; ikincisi, Zilhicce ayının onuncu günü Kurban Bayramıdır. Ramazan Bayramı üç gün, Kurban Bayramı ise dört gündür.Peygamber Efendimiz, Medîne-i münevvereye hicret edince, Medînelilerin, câhiliye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını gördü ve onları şöyle ikaz buyurdu: “Allahü teâlâ, size, onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazan ve Kurbân Bayramlarını) ihsân etti.”Peygamber Efendimizin ilk kıldığı bayram namazı, Ramazan Bayramı namazıdır.Resûlullah Efendimiz, Kurban Bayramlarında iki kurban keserdi. Birisi kendisi için, diğeri de ümmeti için idi. Resûlullah için de kurban kesmek müstehab ve çok sevaptır. Kurban kesen, kendisini Cehennemden âzâd etmiş olur. Bir hadîs-i şerîfte, “Hasislerin en kötüsü, (kesmesi vâcib olduğu hâlde) kurban kesmeyendir” buyurulmuştur.   Sevgili Peygamberimiz bir hadîs-i şerîfinde de buyurdu ki: “Rahmet kapıları dört gecede açılır. O gecelerde yapılan dua, tövbe reddolmaz. Fıtr (Ramazan) ve Adhâ (Kurban) Bayramlarının birinci geceleri, Şabân ayının on beşinci (Berât) gecesi ve Arefe gecesi.”Hazret-i AliEfendimiz (radıyallahü anh), bir kalabalığı, eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda, onlar; "Bugün bizim bayramımızdır" dediler. Bunun üzerine Hazret-i Ali de; "Günâh işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır" buyurdu. Yine bir Müslüman, ruhunu teslim edeceği (yani vefât edeceği) zaman, rahmet meleklerini, Cennetteki nimetleri görünce, onları görmenin zevkiyle can verir. Böyle sevinçli bir şekilde can verme vaktinin de, Müslümânın bayramı olduğu bildirilmiştir.Ayrıca İslâm büyükleri, bir Müslümânın, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasaklarından sakınarak, günâh işlemeden, harâm lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabul etmişlerdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.