Evlat yetiştirmek...

A -
A +
Çocuk terbiyesinden maksat, onun; Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği, âilesine, cemiyetine, vatanına, milletine, devletine ve insanlığa faydalı birer insan olarak yetişmesidir.
 
 
Pedagoji, yani çocuk terbiyesi ilmi, İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir. İslâmiyette çocuk terbiyesinden maksat, çocuğun Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların beğendiği, âilesine, cemiyetine, vatanına, milletine, devletine ve insanlığa faydalı birer insan olarak yetişmesidir. Bunların tahakkuku için çocuk, çeşitli güzel vasıflarla donatılmalıdır.
Pedagog, psikolog, sosyolog ve İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh), eserlerinde, çocuk terbiyesi hakkında çok değerli bilgiler vermektedir. Meselâ onun bu konudaki şu cümleleri çok önemlidir:
“Evlat, ana-baba elinde bir emanettir; büyük bir nimettir; nimetin kıymeti bilinmezse elden gider. Çocukların temiz kalpleri, kıymetli bir cevher gibidir. Mum gibi her şekli alabilir. Küçükken hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun meyvesi hâsıl olur.”
Çocuklara din, imân, farzlar, haramlar, ahlâk, Kur’ân-ı kerîm, Sevgili Peygamberimiz, Allahü teâlânın emirleri öğretilir ve yapmaya alıştırılırlarsa, din ve dünya saâdetine ererler. Bu saâdette anaları, babaları ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar. Yapacakları her fenalığın günâhı, baba ve hocalarına da verilir.
Allahü teâlâ, mukaddes kitabı Kur’ân-ı kerîminde meâlen; “Ey imân edenler! Kendinizi ve evlerinizde ve emirlerinizde olanları ateşten koruyunuz...” buyuruyor. Bir babanın, evlâdını Cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak da imânı, farzları ve harâmları öğretmekle ve ibâdete alıştırmakla ve dînsiz, ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur.
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Bütün çocuklar Müslümânlığa uygun ve elverişli olarak dünyaya gelirler. Bunları sonra anaları-babaları Yahûdi veya Hıristiyân yahut da Mecûsî (dinsiz) yaparlar” buyurmuşlardır. Bütün fenalıkların, kötülüklerin, densizliklerin başı, fena arkadaştır.
Ana-baba, evvelâ evlâdının hakîkî istikbâlini, sonsuz saâdete kavuşmasını düşünmelidir. Dînin esâslarını ona öğretmelidir. Çocuk bunu öğrenip yaptığı zaman, dünya saâdeti kendiliğinden gelecektir. Zîrâ dînimiz insanlara dünya ve âhirette rahat ve mesut olmanın yollarını göstermektedir.
İslâm dîninin ahlâkî esasları, insâni ve sosyal yönleri, çocuk terbiyesi için bulunmaz bir hazîne niteliğindedir. Ancak dînî telkinler, şuûrlu, bilgili, müşfik ve mâhir, ehliyetli ve yetkili kimseler tarafından yapıldığında çok iyi neticeler alınmaktadır.
Çocukta kökleşmesi ve kafasına iyice yerleştirilmesi gereken ilk ve temel şey; her şeyin üstünde, her şeye muktedir, bütün iyilik ve güzelliklerle beraber her şeyin yaratıcısı bir Allah’a ibâdet etmeyi, hürmet etmeyi, sevmeyi en büyük vazîfe bilmektir. [Yarın inşallah çocuk terbiyesi konusuna devam edelim.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.