"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz..."

A -
A +
Dünyâdaki bütün insanlar, iki cihânda, yani hem dünyâda, hem de âhirette “mesut” ve “bahtiyâr” yani mutlu olmak isterler. Fakat mesut/mutlu olan pek azdır...
 
Sevgili Peygamberimiz, bir hadîs-i şerîflerinde: "Nasıl yaşarsanız, öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz, öyle haşrolunursunuz" buyurmuşlardır. Bugünkü makâlemizde, hadîs-i şerîfin 1. kısmıyla alâkalı birkaç kelime nakledelim; inşâallah yarınki makâlemizde de, 2. kısmı üzerinde durmaya çalışalım...
İki cihânda mesut ve bahtiyâr (mutlu) olabilmek için, hesâbı verilebilecek bir ömür sürmek lâzımdır. "Mutluluk", önceden edebiyâtımızda "Seâdet/Saâdet" kelimesiyle ifâde edilirdi. Nitekim “Saâdet” kelimesinin, sözlüklerde “Mutluluk, bahtiyârlık; dünyâda ve âhirette mutluluk” şeklinde karşılığını görüyoruz. “Seâdet-i Ebediyye” de “Ebedî mutluluk, sonsuz mutluluk, bahtiyârlık” demektir.
Dünyâdaki bütün insanlar, iki cihânda, yani hem dünyâda, hem de âhirette “mesut” ve “bahtiyâr” yani mutlu olmak isterler. Fakat mesut/mutlu olan pek azdır; çünkü saâdetin/mutluluğun ne olduğunu bilen azdır. Şimdi saâdet/mutluluk denilince, yalnız dünyâdaki rahatlık hatıra geliyor. Halbuki asıl saâdet, ebedî olan âhiret saâdetidir. Âhiret saâdetine kavuşabilmek için de, Allahü teâlânın ve son Peygamberi’nin emirlerine uymak yegâne çâredir; bundan başka çâre yoktur.
Bilindiği üzere, bu dünyâ bir imtihân yeridir. Bu imtihânda muvaffak olabilmek için, İslâmiyetin emrettiği gibi inanmak, yasaklanan şeylerden kaçınmak ve farz kılınan ibâdetleri yapmak lâzım ve şarttır.
Allahü teâlâ, mükellef olan her insana, düşünüp taşınacağı, öğüt alacağı ve hakkı kabul edebileceği kadar bir ömür lütfetmiştir. Uzun ömür, Hak yolunda tüketilmiş ise hayırlıdır. Nitekim bir sahâbî, Peygamber Efendimize, “Yâ Resûlallah! İnsanların  hayırlısı [en iyisi] kimdir?” diye bir suâl sordu. Peygamber Efendimiz, ona şöyle cevap verdi: “İnsanların hayırlısı [en iyisi], ömrü uzun olup ameli güzel olandır.
O sahâbî, “İnsanların şerlisi [en kötüsü] kimdir?” diye sorunca da, Resûlullah Efendimiz, bu defa, “Ömrü uzun olup da, ameli kötü olan” [Tirmizî] buyurdu.
İnsanlara iyilik etmek çok sevaptır. Peygamber Efendimiz “İnsanların hayırlısı [en iyisi], insanlara en faydalı olanıdır” (Buharî) buyurmuştur.
İki hadîs-i şerifte de “Kavmin efendisi, onlara hizmet edendir” ve “İyilik etmek ömrü uzatır” [Taberânî] buyurulmuştur.
Bazı hadis-i şeriflerde ise şöyle buyurulmuştur:
“Şu iki şeyden daha iyisi yoktur: Allah’a îmân ve Müslümânlara faydalı olmak (Onun kullarına iyilik etmek). Şu iki şeyden de daha kötüsü yoktur: Şirk ve Müslümânlara zarar vermek (insanlara kötülük etmek).” [Deylemî]
“En iyi kimse, kendisinden hep iyilik beklenendir.” [Tirmizî]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.