Ümmetin en üstünü Ebû Bekr-i Sıddîk'tır

A -
A +
Hazret-i Ebû Bekr, Peygamber Efendimizin bildirdiği her şeyi, ânında ihlâsla tasdik ettiği için “Sıddîk” lakabıyla meşhur oldu.     Bu hafta da, geçen haftaki 2 makâlemizde bir nebze kendisine temâs ettiğimiz, Sevgili Peygamberimizin zevce-i mutahharası Hazret-i Ayşe annemizin muhterem pederleri Ebû Bekr-i Sıddîk (radıyallahü anhümâ)'tan bahsetmek istiyoruz... Adı Abdullah bin Ebî Kuhâfe olan Hazret-i Ebû Bekr (radıyallahü anh), Ebû Kuhâfe Osmân ile Ümmül-hayr Selmâ binti Sahr’ın oğlu olup Eshâb-ı kirâmın en üstünü, Aşere-i mübeşşerenin birincisidir. Âyet-i kerîmelerle ve birçok hadîs-i şerîf ile medh olunmuştur. Tevbe sûresinde geçtiği gibi, Resûlullahın mağara arkadaşı ve ilk halîfesidir (Hulefâ-i râşidînin birincisidir.]"Atîk" ve "Sıddîk" lakapları meşhurdur. Peygamber Efendimiz; “Cehennem’den atîk olanı (âzâd edilmiş kimseyi) görüp, sevinmek isteyen kimse, Ebû Bekr’e baksın” buyurduğu için “Atîk” lakabıyla tanındı. Peygamber Efendimizin bildirdiği her şeyi, ânında ihlâsla tasdik ettiği için “Sıddîk” lakabıyla meşhur oldu. Hazret-i Ebû Bekr, Peygamber Efendimizden 2 yıl 3 ay küçük olup, "Fîl Vak’ası"ndan sonra, 573 yılında, Mekke-i mükerremede doğdu. 634 (H.13) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. Otuz sekiz yaşında Müslümân olmakla şereflendi. Müslümân olmadan önce adı, “Abdül-uzzâ” veya “Abdül-Ka’be” idi. Îmân ettikten sonra, Sevgili Peygamberimiz, onun ismini “Abdullah” olarak değiştirdi.Peygamberimiz, onun kızı Hazret-i Ayşe ile izdivâc buyurunca, kayınpederi olmakla şereflendi. Peygamberimizin çocukluk arkadaşı idi, ilk îmâna gelen hür adamdır. Bazı rivâyetlere göre, Hazret-i Hadîce, Hazret-i Alî ve Hazret-i Zeyd bin Hârise’den sonra, dördüncü olarak îmâna gelmiştir. Herkesi îmâna çağırırmıştır. Hazret-i Osmân, Zübeyr İbnül-Avvâm, Abdürrahmân bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Talha bin Ubeydillah gibi Aşere-i mübeşşereden olan üstün Sahâbîler, onun daveti ile îmâna gelmişlerdir.Menkıbeleri, tevâzuu ve cömertliği dillere destan olmuştur. 142 hadîs-i şerîf bildirmiştir. Kur’ân-ı kerîmi toplayarak, İslâmiyyete en büyük hizmeti yapmıştır. Ensâb ilminde çok ileri olup, eşi yok idi. Ebû Bekr-i Sıddîk beyâz, yüzü ve gövdesi zayıf, seyrek sakallı, gözleri çukurca, alnı yumruca güzel bir zât idi. Kureyşin ileri gelenlerinden, manifatura tâciri olup, çok zengin idi. Bütün mâlını, evini, barkını her şeyini, Resûlullah’ın uğrunda harcadı. Gençlikte de onunla arkadaş idiler. Resûlullah’a fevkalâde sıdkı ve sevgisi vardı.Bütün gazâlarda bulundu. Kendini Resûlullah’a siper ederdi. Resûlullah vefât ettiği gün, herkes, üzüntüden dehşet içerisinde olduğu hâlde, Hazret-i Ebû Bekr (radıyallahü anhümâ) büyük cesâret ile arslan gibi ortaya çıkıp, ”Resûlullahın da, her insan gibi öleceğini” bildiren âyet-i kerîmeyi okudu. Tesîrli sözleri ile, nasîhat ederek, halkı sükûna ve huzûra getirdi; müminlere tesellî verdi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.