Dünya ve âhirette mesut olmak...

A -
A +
 
 
Peygamberlerin hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde yaşamaları, âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.
 
Allahü teâlâ, bizleri yoktan var etmiş, eşref-i mahlûkât (yaratılmışların en şereflisi) kılmış, yeryüzünde bulunan her şeyi bizim hizmetimize vermiştir.
O, bunların karşılığında, insanların kendisini tanımalarını, îmân etmelerini, verdiği nimetlere şükretmelerini, ibâdet etmelerini, kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiştir.
Cenâb-ı Hak, bütün Peygamberleri vâsıtasıyla, onlara saâdet yollarını göstermiş, iyi ve güzel, kötü ve çirkin her şeyi öğretmiştir. Bu “Peygamber”leriyle, insanların dünyâda ve âhirette râhat etmeleri, huzûr içerisinde, iyi bir şekilde yaşamaları için, emirlerini ve yasaklarını, yanî neleri yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamıştır.
Bu Peygamberlerin hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde yaşamaları, âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.
Peygamberlerin vârisleri olan İslâm âlimleri ve Evliyâ-yı kirâm da, hep gıdâ gibi, bütün insanlara lâzım olan iyi fertler, âileler ve cemiyetler teşkîl etmek için uğraşmışlardır.
Dünyâdaki bütün insanlar mes’ût olmak isterler. Fakat mes’ût olan pek azdır, çünkü saâdetin ne olduğunu bilen azdır. Saâdet denilince yalnız dünyâdaki râhatlık hâtıra gelmemelidir. Asıl saâdet, ebedî olan âhiret saâdetidir. Âhiret saâdetine kavuşabilmek için de, Allahü teâlânın ve son Peygamberinin emirlerine uymak yegâne çâredir; bundan başka çâre yoktur.
 
İNSAN İÇİN 3 TÜRLÜ HAYÂT VARDIR
 
İnsan için 3 türlü hayât vardır: Dünyâ hayâtı, kabir hayâtı ve âhıret hayâtı. Dünyâ hayâtının bazı safhaları vardır: Anne karnındaki hayât (9 ay 10 gün), çocukluk ve gençlik devresi (0-30 yaş arası), yetişkinlik ve olgunluk dönemi (30-50 yaş arası), ihtiyârlık / yaşlılık dönemi (50-70 arası) ve nihâyet 70’ten sonrası da pîr-i fânîlik dönemi.
Sevgili Peygamberimiz, “Ümmetimin ömürleri, 60 ilâ 70 arasındadır; bunu geçenler azdır” buyurmuştur. Önceki ümmetlerin ömürleri bir haylî uzunmuş. Meselâ Hazret-i Âdem (aleyhis-selâm) 2000 sene, Hazret-i Şît (aleyhis-selâm) 1000 sene, Hazret-i Nûh (aleyhis-selâm) 1000 sene yaşamışlardır. Âhır zamanda, insanların hem boyları, hem de yaşları kısaltılmış bulunmaktadır.
Dünyâda, beden rûh ile birliktedir. İnsana hayât / canlılık veren rûhtur. Rûh bedenden ayrılınca insan ölür; kabir hayâtı başlar. Kabir hayâtında his vardır, ama hareket yoktur. Kıyâmette bir beden yaratılıp, rûh ile bu beden birlikte Cennette veya Cehennemde sonsuz yaşacaklardır.
İnsanın dünyâda ve âhırette mes’ûd olması için, Müslümân olması lâzımdır. Dünyâda mes’ûd olmak, râhat yaşamak demektir. Âhırette mes’ûd olmak, Cennete gitmek demektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, onlara, mes’ûd olmak yolunu, Peygamberleri ve kitapları vâsıtasıyla bildirmiştir. [Yarın inşâallah, bu önemli konuya devâm edelim.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.