"Siz, Hocanızın dediklerini harfiyen tatbik etmişsiniz"

A -
A +
"Kötülüklerim benim hain nefsimden, varsa iyiliklerim; onlar da hocamdan!"
 
Numan nasihatine devam ediyordu:
- “Önüne binbir mâni koyanlara ah etme, ayakları taşa bile takılsa senden bilmelerini isteme!” Ben de ah etmiyor ve istemiyorum.
- !!!
- “Geceleri uykunu kaçıran dertlere kimler sebep olduysa aynılarını yaşasınlar, perperişan olsunlar da isteme!” Ben de istemiyorum. Şimdi sen diyeceksin ki; “Peki ya, hocan ne istemeni emir verdi, nasihat buyurdular?”
- Ben de onu soracaktım; ne istemeni tavsiye ettiler hakikaten?
- Buyurdular ki: “Kim olursa olsun sen sadece herkesin, ama akla gelebilecek herkesin, ebedî saadetini İSTE!” Ben de hocamın buyurduğu gibi bana her kötülüğü yapanlara duâ ediyor, onların din ve dünya saadetine kavuşmalarını İSTİYORUM…
- Demek siz de hocanızın dediklerini harfiyen tatbik ettiniz ha! Ne hoca! Ne talebe!.. Dağına göre kar!
- Dedim ya bende bir şey yok! Ne güzellik varsa onlardan! Bütün kalbimle söylüyorum; kötülüklerim benim hain nefsimden, varsa iyiliklerim; onlar da hocamdan!
- Şimdi daha iyi anladım Numan Efendi. Affedersiniz Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri. Kusuruma bakma alışkanlık!
- Estağfirullah Zülküf!
- Bilmem faydası olur mu Hacı Bayram-ı Veli Efendi? Tövbe ettim. Şahid ol; bütün kalbimle tövbe ettim. Beni de talebelerinin arasına al! Biliyorum çok zulmettim; hakkınızı da helâl ediniz. Yanan evinizi eskisinden daha iyi tamir edeceğim. Yapamazsam benim evim sizindir. Allah rızası için kabul buyur lütfen!
- Hele sen bir iyileş, gerisi kolay! Önce ayağa kalkacak kadar kendini iyi hissetmelisin. Bunun için de rahat ol, kalbini ferah tut.
- !!!
- Zülküf: Bütün haklarımı helâl ettim, talebeliğe kabul ettim. Evini aldım, kabul ettim. Ben de sana hediye ettim. Rabbim yâr ve yardımcınız olsun.
- Elhamdülillah… Ellerim, ağzım temiz olsaydı ayaklarını öperdim! Bu kirli hâlimle temiz ayaklarını kirletip bir daha eziyet vermeyeyim ey mübarek insan!
- Estağfirullah! Zülküf öyle deme! Mühim olan ahir hayat, son nefes!
- Öyle ya! Mühim olan son! Sonunda bunu anladım ya; elhamdülillah!
Uzun söze ne hacet; onlar çok çok büyükler!
Anlayamaz onları; bizim gibi küçükler!
- Hocasız olmuyormuş bu iş! Anladım efendim! Anladım!
 
Bilmek istersen seni,
Can içre ara canı.
Geç canından bul anı.
Sen seni bil, sen seni.
 
Bayram, özünü bildi.
Bileni anda buldu,
Bulan ol kendi oldu.
Sen seni bil, sen seni.
 
Hızla nefes alıp verirken göğsü inip inip kalkıyordu Zülküf’ün. Gayriihtiyari etrafına bakındı; onlardan kendisi gibi hain olan olamazdı! Birbiriyle konuşanların muhabbeti yüzlerinden okunuyordu. Her birinin ağızından; gülücüklere karışan, tarifsiz bir nur yayılıyordu. Burada insanların düşündükleri tek şey; ahiretlerini kurtarmaktı. Ne sıcak bir mekân, ne leziz bir yemek, ne kuş tüyü bir yatak, ne o, ne buydu… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.