"Kendi kendime mutlu olmanın yolunu buldum galiba!.."

A -
A +
    "Karanlık gecelerde ne hayaller kurdum. Çok yol bekledim çook! Hepsi de geçti Firdevs!"   Firdevs Hanım: - Ah yengeciğim! Haklısın, meczuplar gibi öyle kendi kendime konuşur oldum. - Bak etrafına; şu güzellikleri seyret; her taraf göz kamaştırıcı. - Aynen ben de öyle düşünüyordum. Etrafımızdaki güzelliklere hayranım yenge. Bir eksikliğim var o da İbrahim efendim. - Bizimkiler de sağa, sola az gitmediler kız. Karanlık gecelerde ne hayaller kurdum. Çok yol bekledim çook! Hepsi de geçti Firdevs! Keyiflisin bakıyorum! - Kendi kendime mutlu olmanın yolunu buldum galiba! - Nasıl? - Rüyalarımla, hayallerimle işte. Bugün tuhaf bir rüya gördüm yenge. - Hayrola Firdevs! - Hayır içinde olasın yenge. Rüyamın nasıl başladığını tam hatırlamıyorum ama umumi havası pek keyifliydi. En aklımda kalanı; “uçmak…” Bahçelerin, evlerinde üzerinden bir güvercin gibi süzülerek geçmek çok güzeldi yenge. Masmavi bir göl önüme çıktı; üzerinde uçarken dibine daldım. Aynı hızla su içinde balık gibi kaymak veya etrafımda olup bitenleri seyretmek pek güzeldi. Uçmak, su altında yüzmekten daha zor gibiydi. Korku karışımı merak içinde olmak tuhaf hissiyat! Su içinde nefes alıyorum hiç balık göremiyorum. “Bu balıklar nerede” diye soruyorum kendi kendime. İşte böyle yenge. - İnsan düşünse bile, böyle bir mekânı hayal edemez Firdevs. - Hâlâ tesirindeyim yenge… - Boş bir rüya değil Firdevs. Sevineceğin haberler var demek… - Sahi mi söylüyorsun? İbrahim’den mi? - Başka kim olabilir ki? Senin için en kıymetli olandan tabii… - Hay Allah iyiliğini versin yenge! Daha ne mânâya geliyor bu rüyam? - Şey! - Ney? Heyecanlandırma! - Ne olacak kız; uçmak günahsızlık, su ilim, balıklar masumiyet… İşte güzel bir rüya diye tabir ettim! - Ama, sadece bir rüya… - Kız; rüya ama “boş değil” dedim! Söylediklerime dikkat et! - Bir muammasın yenge! - Hımm! Nereden başlasam? - İnsanın sabrını taşırma yenge! Dilinin altındaki baklayı çıkar! Sende bir şeyler var da ne, onu söyle? - Kız demiyorsun ki “sabah sabah ne işin var kapımda?” İbrahim de İbrahim! - Estağfirullah yenge! Ev senin; her zaman kapımız açık. - Yine bende kalsın yiğitlik! Müjdemi isterim kız! - Hele de yenge, ne müjdesi, İbrahim’den haber mi var? - Hem de ne haber! Sıkı dur! - Bayılacağım, çabuk de yenge! - İbrahim gelmedi ama kokusunu getirdim kız! Al işte Tillo’dan gönderdikleri. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.