Yerde ve gökte olanlara mânâlı bakar, ibret alırdı

A -
A +
Halkla ve talebelerle de arası oldukça iyiydi İbrahim Hakkı hazretlerinin…
 
 
Cümle geceyi uyuma Kayyumu seversen,
Ta Hay olasın hay ile ey can gecelerde.
Âşıklar uyumaz gece hem sen uyuma kim,
Gönlün gözüne görüne ey can gecelerde.
 
Dil beyt-i Hüdadır anı pak eyle sivadan,
Kasrına nüzül eyler o sultan gecelerde.
Az ye az uyu hayrete var fâni ol andan,
Bul canı beka ol ana mihman gecelerde.
 
Allah için ol halka mukarın gece gündüz,
Ey Hakkı nihan-ı aşk ödine yan gecelerde.
                ***
             AHİR...
Halkla ve talebelerle de arası oldukça iyiydi İbrahim Hakkı hazretlerinin… Her sabah erkenden kalkar, güneşin doğuşunu Tillo’nun dağlarında seyreder, tefekkür ederdi. Gökyüzünden, yıldızlardan, ibret alır, ders çıkarırdı. Yerde ve gökte olanlara mânâlı bakar, ibret alırdı. Bir hikmeti olduğundan asla şüphe etmezdi. Gördüğü her şeyin ona bir mesajı olduğunu, maksatsız, gayesiz yaratılmadığını düşünürdü.
“Bugün yıldızlar parlak, göğün laciverti maviye yakın, yarın hava sıcak olabilir… Aman dikkat… Satürn ve Jüpiter yörüngelerini şaşırmış, asabiyet var bugün üzerimde…”
Detaylı araştırmacı ve ilim sahibi olması, dikkati, feraseti, azmi, tecrübesi, onda üstün meziyetler, seziş ve tespitler yapabilme kabiliyetini de geliştirmişti. Bundan olsa gerek ilk görüşte hangi burcun insanı olduğunuzu anlayıverirdi… Fiziki yapınızdan da maharetlerinizi, zekâ ve sanat yönünüzü tahmin edebilirdi. Kafalarına bir göktaşı düşmüşçesine insanların şaşkınlığı ve hayreti gelip otururdu bakışlarına… Onun bu merakını ve ilmini bilenler; yeni biriyle bir sefere yelken açmadan evvel, uyum haritalarını öğrenmek niyetiyle alırlar soluklarını onun seyir defterinde… Âdemoğlu’nun hafızalarını meşgul eden birçok meselenin çözümüne çare olur senelerce. Bir hazineymiş gibi kütüphanesinde muhafaza ettiği defterini çıkarır, sayar döker her şeyi insanın önüne. Bakar, uzun uzun yorumlar… Dobradır her mevzuda… İçine sinmezse de yazar, tasnif eder, neticeleri de açık bildirirdi muhataplarına.
Damlaya damlaya göl olup sızıntı yaparak taşmaya başladıysa içiniz, karanlıklar çöktüyse gözlerinize, ağır yük bindiyse omuzlarınıza alır götürür sizi başka âlemlere… Kara yılanlar gibi kıvrılıp giden bir yola çıkıyorsanız farklı izahı vardır onun da… Ara sıra uğrayan onun yamacına; mutlaka bir meselesi çözüme kavuşmuş olarak çıkar. Öyle bir şey almak mecburiyetinde değilsiniz! Cevabı olmayan sual hiç yoktur ona göre… Yolunuzu da, yordamınızı da aydınlatır, ruhunuzu ferahlandırırdı da… İki laflayınca geçer gider kara bulutlar üzerinizden… Keyiflenirsiniz yeniden… Asırlık bir çınarın gölgesindeki huzur yakalayıverir ellerinizi. Görünmez, gizli, ilmek ilmek gönül bağları kurar insanlarla… Derinden, inceden, ellerinize nazikçe dokunan bir kelebek hassasiyeti vardır, öylesine hesapsız, kitapsız, menfaatsiz… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.