"Yakında seferberlik ilan edilirse şaşmayın kızlar!"

A -
A +
"Yaman arkadaşın varmış kız Züleyha! Kimdir, necidir? Hiç bahsetmedin kız!.."
 
Misafir kadın:
- Yeni tanıştık ama düşman büyük! Neme lazım, tedbir tedbirdir diye düşündük! Züleyha’ya sordum; “buranın zenginleri kimler” diye? O da buraya getirdi.  Diyeceğimizi dedik! Biz vebalden kurtardık şükür!
- Bizim zenginliğimizden ne çıkar! Üç beş parça arazi, beş on davar, bir ahır dolusu sığırı olmakla zengin mi olunurmuş? Şikâyetçi miyiz? Hayır! Hak teâlâya binlerce hamdolsun, kimseye muhtaç olmadan, kendi yağımızla kavruluyoruz.
- Ben de bir şey demedim zaten! Sözün gelişi… Yakında seferberlik ilan edilirse şaşmayın kızlar!
- Seferberlik de ne?
- Aaa! Hakikaten bilmiyor musunuz ne demek olduğunu?
- Niçin şaşırıyorsun ki bacım? Sıradan köylüyüz. Evimizde, işimizde, gücümüzdeyiz. Her şeyi bilecek hâlimiz yok ya!
- O zaman anlatayım: Devletin bütün silahlı, silahsız kuvvetlerinin, yer altı, yer üstü kaynak ve kazançlarının harp yapmak için ayrılması demek. Diğer bir ifadeyle bir memleketin topyekûn, sulh, yani barış durumundan harp durumuna intikal etmesi, geçmesi… Bunları eminim ki herkes gibi sizler de biliyorsunuz da beni konuşturuyorsunuz. Baksanıza, gözleriniz fıldır fıldır…
- Yaman arkadaşın varmış kız Züleyha! Kimdir, necidir? Hiç bahsetmedin kız! Galiba akrabasınız, benziyorsunuz da!
- Bir dost! Akrabadan yakın akraba! Canlardan bir can de gitsin!
Züleyha, fazla uzatmadı. Kahkahalar patlatarak mevzuyu başka tarafa çekti, oldubittiye getirdi biraz da…
Nene Gelin, Ümmügülsüm suret-i haktan görünseler de içlerinden ayrı dehşeti yaşıyorlardı. “Ya doğru çıkarsa, ya gelirlerse… ya, ya…” dedi içinden, öylece donakaldı Nene. İlkin körpe yavrusu aklına geldi, sonra canı gibi sevdiği eri, evi barkı, akrabaları… Nasıl da mesuttular! “Bu Urus denilen gâvurlar da nereden çıktı?” diyecekti demedi, sadece:
- Kızlar; bizim öyle ordumuz var ki; bütün dünya sel olup üzerimize aksa bir şey yapamazlar Allah’ın izniyle! Aha burada söylüyorum; ben zenne hâlimle onların önüne duvar olurum! Eminim ki kadın erkek, çoluk çocuk, hatta ihtiyarlarımız ve bütün dadaşlar da öyle düşünüyordur! Peki siz! Siz niçin pek rahatsınız? Sizlere gâvur gelmeyecek mi ki bize akıl veriyorsunuz?
- Sadece duyduklarımızı aktarıyoruz Nene! Bu hiddet niye?
- Kız, sen kalkmışsın; sayısız silahlı gâvurun üzerimize doğru geldiğini söylüyorsun! Nasıl hiddetlenmeyeyim ki? Her neyse aman! Verdiğiniz akıllar için teşekkür ederiz. Biz ne yapacağımızı biliyoruz, müsterih olun kızlar! Kız Ümmügülsüm; pişi kızartıp getirmiştim; getir de misafirlere ikram edelim!
- Kız Nene; elim ayağım tutuldu. Öyle şeyler söylediler ki şakası bile ürkütücü!
- !!!
Biraz suskunluktan sonra; “leş kargaları, uyuz çakallar bize saldırmaya başlayacakmış! Hele söylediklerine bak” diyerek hakaret eden Nene’ye köylüsü, çocukluk arkadaşı Züleyha’dan bir serzeniş, bir serzeniş ki aman Allah! DEVAMI YARIN
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.