Bülbülle güllük, bakışır, Kargaya küllük yakışır...

A -
A +
"Bu memlekette üzerinizde zulüm, baskı olsaydı bu kadar serpilip gelişebilir miydiniz?"
 
Oradaki Ermenilerden biri şöyle cevap verdi:
- Biz de ilk defa duyduk dadaş!
- Papaz Efendi, o çaput parçasını iştahla okurken bir şey demediniz ama! “Bizim noksanımız yok, herkes hayatından memnun” deyip gürleseydiniz ya! Sustursaydınız ya!
- Ne olduğunu tam anlamadık dadaş! Papaz efendi yanlış yaptı!
- Onu bunu bilmem! Artık eskiden beri bir şeref madalyası olarak taşıdığınız “millet-i sadıka” sıfatı, bundan sonra kullanılır mı, zaman gösterecektir? Uyanık olun; böyle uyuz dolduruşlara gelmeyin, yalana, dolana kanmayın!
- Dadaş haklı!
- Her yerde korkusuzca, asayiş içinde, mâl, cân, ırz ve nâmuslarınız emniyet altında, dininiz, ibadetleriniz açısından da tamamen serbest yaşayıp gidiyorsunuz! Üstelik hepiniz de zenginsiniz. Bu memlekette üzerinizde zulüm, baskı olsaydı bu kadar serpilip gelişebilir miydiniz? Soruyorum; neyiniz eksik? Daha ne istiyorsunuz bu Müslümanlardan?
- Hakikaten huzurlu ve mesut, ekonomik açıdan ise Müslüman tebaadan daha rahat yaşıyoruz! Ticaret ve sanatta en öndeyiz! Sarraflık ve kuyumculuk bizde, öteden beri Osmanlı Devleti’nce özel hizmetlerde ve emniyet icap ettirecek işlerde baştayız! Devletin Darphane ve Baruthane gibi mühim müesseselerinin başında bizden birileri var! En mühimi “millet-i sâdıka” olarak adlandırılmışız! Osmanlı Devleti Hıristiyan tebaasına karşı eşit muamele ediyor, bunlardan birini diğerine tercih etmedi ve birbirlerinin işlerine karıştırmadı.
- İyi de bu papaz efendinin suratını gördünüz! Düştüğü yerden hiçbiriniz hürmet edip kaldırmadı, ben kalktım yardım ettim, üstünü başını temizledim. Biz öyle bir milletiz ki en azılı düşmanımız bile olsa karşımızda o düştüğünde “bir tekme de ben vurayım, oh olsun” demeyiz! Böyle bir millete bu yapılır mı?
- Öylesiniz dadaşım! Bizler şahidiz! Sen yine de duymamış ol, Rusların kendi fikirleri, bizleri yanlarına çekmek istiyorlar, avuçlarını yalarlar! Lütfen sır olarak kalsın kimseye söyleme!
- Göreceğiz komşu! Benden dost söylemesi; tuzağa düşmeyin vesselam!
- !!!
Kul müdahalesi Hıristiyanlığın ortaya çıkarttığı çelişkiler yumağından kalan en gerçekçi resimdi bugünkü yaşadıkları.
İslâmiyet ile diğer dinler arasındaki mesafe oldukça ters ve de uzak, diğer bir ifadeyle; hiç benzeri olmayan iki farklı dünyalar... Siyahla beyazın, doğu ile batının, soğuk ile sıcağın, büyük ile cücenin zıtlığı gibi…
Zifirî karanlıklarda horlayanlara hakiki manada uyanış temennisiyle alacaklarını alıp demirciden çıkarken Mehmet Abdullah’ın aklına neler gelmiyordu ki…
Ecdat ne hoş ifade etmiş:
 
Bülbülle güllük, bakışır,
Kargaya küllük yakışır.
 
Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı…
 
DEVAMI YARIN
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.