Gönülden gelen muhabbetle bağlıydılar onlar...

A -
A +
Nene, erinin kendi hakkında ne hissettiğini biliyordu... Kocası, onu bırakıp bir yere gitmezdi.
 
Nene Gelin, bitanesini kayınvalidesinin kucağına verdikten sonra doğru beyinin yanına gitti.
- Kolay gelsin efendi.
- Hoş geldin canım, Nene’m, her şeyim!
- Öyle deme!
- Niçin?
- Bilmem korkuyorum! İçimde öyle bir his var ki doyamadan…
- Tövbe de kız! Hele söylediğine bak!
- Sevgi… nasıl denir? Sevda, ne demek bilir misin?
- Tam bilmeyebilirim Nene’m! Daha doğrusu senin beklediğin cevabı verebilir miyim emin değilim? Bana göre sevda veya sevmek; sevdiğinle bir olmak, bütün olmak… Onsuz olmamak! Sevdiğinde yani Nene Kızda hiç olmak! Kısaca benim için sevda demek; Nene demek!
- İnşallah layık olurum bey! Bilmem, hiç duydun mu? Kitaplarda sevdadan veya sevmekten bahsedilince; vücuttaki dört hilatten, dört kıymetli libastan biri diye bahsedilir… Sevda; aslında “kara” demek, diğer bir ifadeyle; insan bedeninde veya yüzünde gözle görülebilen bir işaret demek…
- Nasıl? Çok yüksekten konuşma Nene’m, ben köylüyüm.
- Yok ben şehirli mi? Bildiğin kara… Hani derler ya; “kara sevda” işte orada bahsedilen kara… Kalpte, içte yer eden görünmez bir yaradır sevda! Bir çeşit kir, leke, hastalık olarak da düşünülebilir.
- Sevdanın kirle, lekeyle ne alâkası var?
- Güldürme beni! Mecaz manası var muhterem erim! Sevgilinin aşkıyla şifa bulduğuna, onun bakışıyla yıkanıp temizlendiğine inandığımız şeyin adı kara sevda. Ben de biraz önce karanlıklardaydım ama erimin yanına gelmekle temizlenecek kalbimdeki karalar, bir şeyim kalmayacak diye düşündüm!
- Evet, haklısın Nene’m! Bu dediğin sevda, benim için hep “kara” yüzünü gösterdi! Nurun, ışığın, aydınlığın adı; Nene olmasaydı, hepten kapkara olacaktı!
- Ben sensiz olmayı hiç düşünmedim ki; peki bunun adı ne? Bana biraz evlenmeden önceki günleri anlatsana. Mesela; nasıl oldu da beni almaya karar verdiniz? Anan mı, baban mı, yoksa sen mi istedin?
- Hepimiz birlikte istedik! Çocukluğundan beri meziyetlerini biliyorduk. Karar vermek bize zor olmadı. Zaten aklım erdiği günden beri de hep seni düşünüyordum, hayallerimin kızıydın! Kaderde, kısmette varmış bugünlere geldik elhamdülillah.
- Elhamdülillah!
Nene, erinin kendi hakkında ne hissettiğini biliyordu. Lakin bu olup bitenler; sevdalarının yarı kalmasına sebep olursa diye korkuyor, aklınca çareler düşünüyordu. Kocası, onu bırakıp bir yere gitmezdi. Gönülden gelen muhabbetle bağlıydılar onlar.
Bütün kalbini dolduran ona ait sevgiyle, onu düşünmek, ondan bahsetmek ne saadetti. Nene, bir an erinin ela gözlerine baktı, orda dupduru muhabbetle birlikte, saf samimiyeti açık ve net olarak görünüyordu.
             ***
Sensiz olan mal, mülk, servet,
Neye yarar şan ve şöhret,
Nene Gelin, hele sabret.
Ver onlara, biraz mühlet.
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.