"Bu Ermeniler bize belâ oldu!"

A -
A +
"Düzenimizi bozdular! Sıcak, sımsıcak yuvamıza ateşler düşürdüler Mehmet’im!"
 
Nene, abisi Hasan'ın cepheye gidişini anlatıyordu Mehmet Abdullah'a:
Hasan abim babama “Muhterem pederim; müsterih olun, sizin yüzünüzü yere baktırmayacağım!” diyerek el öpüp bir kartal gibi uçarak gitmişti.
- Helâl olsun kayınbiraderime! Helâl!..
- Hasan abim sık sık rüyalarıma giriyor, biliyor musun? Sanki benden yardım ister gibi bir hâli var!
- Bizim ilk yapabileceğimiz yardım duâ... Duâ müminin her şeyidir evimin sultanı.
- Rabbim, bütün askerlerimizi muhafaza buyursun.
- Âmin... Âmin... İki ordumuz var bizim: Biri leşker-i gaza, diğeri de; leşker-i duâ...
- Cenâb-ı Allah muvaffak ve muzaffer eylesin iki ordumuzu da...
- Âmin..
- Mehmet’im; hep bir olduk, omuz omuza çalıştık, bağda, bahçede, tarlada, çayırda... Ne yaptıysak hep birlikte yaptık, gezindik, tozduk, ağladık, güldük....
- Kıskananlar da oldu değil mi?
- Olmaz olur mu? Bu Ermeniler bize belâ oldu, ağzımızın tadını kaçırdılar! Unuttuk, sevgiyi, muhabbeti... Unuttuk, unutturdular bize cana can katmayı!..
- Hakikaten neydi sevgi? Leylaların, Şirinlerin, Aslıların nazı mıydı birbirlerine karşı? Yoksa Ferhatların, Mecnunların niyazı mı? Neydi sevgi hakikaten? Bir bakış, bir duyuş, bir gülüş müydü? Yoksa farklı hülyalara, hayallere, rüyalara dalış mıydı? Neydi?
- İki beden bir can olmak sevgi. Ve kader!
- Hiç beklemediğimiz anda, bir güz günü, dört duvar arasından çıkıp yollara düşmek, hesapta yoktu.
- Bağımızı, bostanımızı, düzenimizi bozdular! Sıcak, sımsıcak yuvamıza ateşler düşürdüler Mehmet’im!
- Oysa ne güzel başlamıştık değil mi Nene’m? Dört duvar, bir bahçe içinde kışlarımız hep bahar olmuştu. Gözlerimiz muhabbetle buluşmuş, dünya durmuş, zaman akmaz olmuştu. Kaşların yay, kirpiklerin kalbime saplanan bir ok olmuştu… Sen ben oldun, ben de sen. Ruhlarımız muhabbetle buluştu, kaynaştı, kucaklaştı. İlk sevdam sen oldun, son sevdam da yine sen!
- Lime lime olmuşum Mehmet’im! Daha fazla söyleme! Kalbim duracak!
- Bırak doya doya haykırayım sevdamı! Belki bir daha ya kısmet!
- Allah muhafaza eylesin! Öyle deme bey! Bir acayip oluyorum! Kalbim aniden durabilir! Kendime değil, senin bu hâle üzülmene dayanamam.
- Sultanım, sen yaşa ki ben de rahat edeyim! Sıkı dur, kavi ol! Unutma sen bir dadaş kızısın.
DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.