Bölgenin başkenti

A -
A +

Kemal Derviş, dün TÜSİAD yüksek istişare kurulunda uzun uzun bir konuşma yaptı. Herhalde Türkiye'ye geldiğinden beri en rahat günündeydi. Her ne kadar bir-iki şikâyeti olsa da Konuşmasıyla iyimser tablolar çizdi, etrafa pozitif enerji yaydı... Şikâyeti bazı bakan arkadaşlarından yana. Onların takım oyununa riayet etmediklerini söylüyor. Olabilir, fakat bunu da demokratik bir hak olarak görmeli. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı, bir konuda fikrini söylediği gibi kabinedeki herhangi bir bakan da aynı hakkı kullanma yetkisine sahip. Üstelik diğerleri seçimle geldiler, seçmenlerine verecekleri hesapları da var. Bunalınca 'ne haliniz varsa görün' diyerek çekip Amerika'ya da gidemezler. O yüzden takımına gösterdiği müsamahayı sürdürmesi gerekir. Kemal Derviş, diğer rahatsızlığını şikâyet değil tavsiye şeklinde dile getirmekte. Banka sahip ve yöneticilerinin erkenden mahkûm edilmelerini kabul edemiyor. Haklı. Hüküm verme mercii sadece mahkemelerken medya, zaman zaman hem savcı, hem hakim yerine geçerek karakuşi bir tavırla o gün kimi veya kimleri hedef seçmişse onları idam sehbasına çıkartmakta. Adalet yoluyla idam yok ama kamera ve kalemle pekâlâ yapılıyor. Onun dışında Derviş iyimser, Konuşması gerçekçiydi. İki eksikliğimizden birini zaafımız, diğerini en katı hakikat olarak tesbit ettikten sonra zaafdan kurtulmamız gerektiğinin üzerinde bilhassa durmakta. Diğerineyse elbirliği ile çare bulma mecburiyetini bir kere daha dile getiriyor. Birincisi öz güvenimizi yitirmemiz , diğeri ekonomik muhtaçlığımız. Derviş, özgüvenimizi yeniden kazanmalıyız diyor. Doğru; fakat, cebi boş olup da başı dik olmak her kula nasip değildir, Bu yüzden ne yapıp edip ekonomide dışa muhtaçlık mahcupluğundan kurtulmalıyız. Bakan, bu iki engel ortadan kalktıktan sonra Türkiye'nin önünün açılacağını emin bir üslupla haber verdi... Dedikleri Türkiye'yi keşfeden bir insanın samimi kanaatleridir. Derviş, çeyrek asırlık bir ayrılıktan sonra vatanına bir yangın günü "itfaiyeci" olarak döndü. Her şeyi yeni yeni tanıyor.Rahatlığı da bu sebepleydi. Konuşmasının sonunda dedikleri sadece moral verici sözler değil. Bunlar görmemiz gereken zenginlikler... 70 milyon nüfuslu Türkiye, Almanya ile birlikte Avrupa'nın en büyük devleti. İnsan, İstanbul'da uçaktan inince kendini Balkanlardan Kafkaslara kadar uzanan bir bölgenin başkentine geldiğini hissediyor. Türkçe, geniş bir coğrafyada büyük bir nüfus tarafından konuşulmakta. Bunlar, ülke insanına ayna tutmaktır.. Kabuğu kırma sancıları. Kendi içine kapanıp ah-vahlarla bir yere varılamaz. Ufuklara dönmeli ve gerçekleri görmeli, hatalarımız ziyanlarımız varsa servetimiz de var. Türkiye elbette bir bölge devletidir. İstense de bu vasfından çıkartılamaz. Derviş mütevazı konuşuyor. İstanbul çok daha geniş bir sahanın cazibe merkezi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.