Dünya liderliği kavgası

A -
A +

Amerikan yetkilileri savaşın -eğer bu bir savaşsa- insan ömrünü aşacağını beyan ediyorlar. Ne dehşet verici, ne kadar rahatsız edici bir haber. Sanki müjde vermekteler. Halbuki diğer taraftan Pakistan devlet başkanı, işin ramazana kadar bitirilmesi için rica üzerine ricada bulunuyor. Çünkü problemin çıkmazındaki devlet onlar. Halk, ayrı istikamette resmi görüş ayrı. Savaşın -eğer bu bir savaşsa- insan ömrünü aşacak kadar sürüp gideceğini tahmin etmiyoruz. Terörle mücadele hep programda olur, o ayrı. Ama bombalama, baskın, kara harekâtının 10 yıllar boyuna varacağını iddia etmek galiba maksatlı, göz korkutmak, taraftar bulmak için. Diğer yandan ne yazık ki harekâtın ramazanda da devam edeceğine dair ilk işaretler geliyor. Türkiye, hakikaten yeni dönemin yükselen yıldızı olabilir. Bu karmaşada doğuya da batıya da yakın olan tek devlet Türkiye Cumhuriyeti. Türkiye, devreye girerek ramazan ayında savaşı durdurursa Türkleri Müslümandan saymayan Taliban da belki biraz aklını başına toplar. Yüzyılın ilk sıcak çatışmasının bir de liderlik mücadelesi var. Bu mücadelenin ismi konmuyor. Fakat alttan alta dalaşılmakta. 11 Eylül terör saldırıları Almanya'da planlanmış. Peki Almanya da bombalanacak mı? Denilen şu. Saldırılar, Afganistan'da kararlaştırıldı. Almanya'da planlandı. Amerika'da uygulandı. Öyleysa bir kere daha sorulabilir. Almanya da bombalanacak mı? Elbette hayır. Zira O da kuvvetli bir devlet. Üstelik, Almanya, oyunu çok ince taktiklerle oynuyor. PKK orada, Kaplancılar orada, Ladinciler orada. Kimi mevcut veya müstakbel rakip görüyorlarsa onun iç düşmanlarına yataklar sermekteler. Belki Fransa'nın da vardır, İtalya'nın da, hatta İran'ın bile. Buna rağmen Almanya terörist devlet değil. Şüphesiz öyle. Ancak yıkıcı güçlerin ülkesinde yaşamaları da bir tesadüf değil. Almanya-Türkiye mücadelesi tarihin bir döneminde mutlaka ortaya çıkıyor. Almanya-ABD kapışması bir kere İkinci Cihan Harbinde oldu. Almanya'nın mağlubiyetiyle bitti. Ne var ki Almanya, bunu içine de sindiremedi. Onun gözleri hep yukarılarda. Doğu Almanya'yı bu maksatla satın aldı. Payitahtını yeniden Berlin'e nakletti. Bu kadar toprakları ne yapalım bize fazla diyen aklı evvellerimizin kulakları çınlasın. Yeni zamanlar mücadelesi sadece Washington-Çin yoklaması ile geçmeyecektir. Washington-Berlin hırlaşması da hesapta. Hatta bu pek yakın da olabilir. Almanya'daki planlama bütün dehşeti ile gözler önüne serilebilir. Teröristler, Almanya'da sigaralarını tüttürerek plan-proje üretirken Alman istihbaratı herhalde derin uykularda değildi. Bu savaş -eğer o bir savaşsa- bir süper güç mücadelesidir. Almanya, kendini Amerika'nın yerine ikame etmeye uğraşıyor. O yüzden Almanya, AB'yi güdümüne almaya çalışmakta. O yüzden Amerika, Türkiye'nin AB içinde yer almasını istemekte. O yüzden Amerika, İngiltere'yi yanında tutmakta. Harekât, ramazana biter mi? Zor. Türkiye, devreye girip savaşı geçici bile olsa durdurabilir mi? Belki; inşallah. Savaş -eğer o bir savaşsa- insan ömrünü aşar mı? Kim bilir. Kesin olan ne peki? Bu savaşın -eğer o bir savaşsa- bir gün, şu veya bu şekilde bir Alman-Amerikan çatışmasına dönüşeceğidir. Eğer o bir savaşsa, hiçbir savaş çıktığı noktada kalmaz. Bu bir kaide. İkinicisiyse; savaşta zulmeden daima kaybeder. Amerika her nasılsa hiç şaşırmadan her gün şaşırarak bir yeni sivil merkezi vurmakta. Evet; o da bir tesadüf değil, şaşırmak; avutma, yıldırma siyaseti sahnede. Sonu meçhul bir mücadele her ân genişleyebilir. Aktörleri farklılaşabilir. İslâm ülkelerine düşen Türkiye'yle birlikte olmaktır. Türkiye'ye düşen başa güreşmek. Başka çare yok. Kader bize bu vazifeyi takdir etmiş.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.