Bu kanun, İstanbul ve Ankara'yı yaşanmaz kılar

Numarası 4736, kabul tarihi 08.01.2002, ismi "Kamu kurum ve kuruluşlarının ürettikleri mal ve hizmet tarifeleri ile bazı kanunlar hakkında değişiklik yapılması hakkında kanun", kabul yeri -elbette- TBMM, kabul vakti gecenin ilerlemiş saatleri. İşte bu upuzun isimli geceyarısı kanunuyla İstanbul, Ankara ve İzmit büyük tehdit altında. Daha evvel, büyükşehir belediyeleri, illerinde toplanan verginin yüzde 5'inin tamamını alıyorlardı. Uykudan gözlerin mahmurlaşıp vekil efendilerin neye 'evet' dediklerini bilmedikleri bir vakitte geçen kanunla: Önce o yüzde 5, yüzde 3'e indirildi. Sonra da yüzde 3'ün yüzde 60'ı diğer büyük şehirlere bırakıldı. İller Bankası'nda teşkil edilecek bir 'havuz'da toplanacak yüzde 60'lar diğer büyük şehirlere aktarılacak. Böylece İstanbul, Ankara, İzmit şehirlerinden her birinin yüz trilyonlarca lira zararı olacak. Yatırım ve hizmetleri kısmak zorunda kalacaklar. Bu sürpriz değişikliğin sebebi ne olabilir? Şüphesiz ki diğer büyükşehir belediyelerinin de yığınla derdi var ama o dertleri, İstanbul ve Ankara'yı feda ederek telafi etmek akıl kârı mıdır? Daha başka çareler düşünülmeli. Hakikaten bu bir kanun olmaktan öte prangadır, tırpandır. Yürüyen atın başına vurulmaz. Yüz akı hizmetlerin yapıldığı belediyeleri bunaltmak niye? Türkiye nüfusunun üçte biri bu üç şehirde yaşamakta. Onların hizmetlerini engellemek ileriye dönük olarak felaketlere kapı aralamaktır. İstanbul ve Ankara'ya gelen yabancılardan utandığımız günleri ne çabuk unuttuk? Çöplerin alınmadığı, suların akmadığı, elektriklerin yanmadığı, şehirciliğin sıfır olduğu... günler çok uzakta değil. İstanbul'da, Ankara'da yaşayanların fazlası ne? Diğer şehirlerimize mutlaka sahip çıkalım, dertleriyle dertlenelim bu vazifemiz. Lakin, insanca yaşama şartlarına kavuşmak üzere olanları da mahvetmeyelim. İstanbul, onlarca senedir ilk defa ağaç gördü, gül kokladı. Şimdi bu kanun, her şeyi mahvedecek. İstanbul, Türkiye'nin, bölgenin, dünün ve yarınlarımızın gözbebeği, Ankara başkent... onlar sefalete mahkum edilirken, diğer şehirlere dağıtılacak parça-bölük yardım da çarçur olacak. Bu itibarla Çankaya'nın bu kanunu TBMM'ye iade etmesi, İstanbul-Ankara milletvekillerinin de meseleye sahip çıkarak onu reddettirmeleri gerekir. Ortada iyi niyet değil, çekememezlik var. Niyet halis olsaydı, kanunun oylaması daha dürüstçe yapılırdı.