Başka İstanbul yok... Olamaz da!..

A -
A +

İstanbul, bütün Türkiye'ye göre vücuttaki baş hükmündedir. Baş, varsa vücudun diğer uzuvları kıymetlidir. Baş yoksa diğerleri ne kadar güzel olursa olsun bir ehemmiyeti olamaz. İstanbul, sadece atalarımız döneminde değil, Bizans'ta da 'payitaht'tır. O önce asırlarca Doğu Roma İmparatorluğu'na merkezlik yapmış, sonra da Osmanlı İmparatorluğuna. Şairler, nâsirler, seyyahlar, diplomatlar İstanbul'u anlata anlata bitirememişlerdir. Kur'an-ı kerîm, en iyi hatla İstanbul'da yazılmıştır. Türkçe, mükemmelliğe İstanbul'da varmıştır. Cemiyet, 'İstanbul beyefendisi', 'İstanbul hanımefendisi'ne İstanbul'la kavuşmuştur. İstanbul, medeniyetler beşiği olmuş, sayılamayacak çok zenginlikte zirve şahsiyetler yetiştirmiştir. Edebiyatta Baki, Nedim, Galib... Mimaride Mimar Sinan, Mimar Mehmedağa... İlimde İbni Kemal Paşa, Zembilli Ali Efendi, Ebusuud Efendi, Ahmed Cevdet Paşa, tasavvufta Aziz Mahmud Hüdayi, Beşiktaşlı Yahya Efendi, Merkez Efendi, Sümbül Efendi...gibi. Bunlar aynı zamanda İslamın mümessiliğini de deruhte etmişlerdir. İstanbul'un -kimsenin şüphesi olmasın- taşı da toprağı da altındır. Bunu iş bulmak, para kazanmak şeklinde zarurete dönük olarak ifade etmek yanlış olur. O inanç, Şair Nedim Efendi'nin şu iddiasının bir başka türlü dile getirilmesidir. "Bir sengine yekpâre acem mülkü fedadır". Hangi şehire nasip olur içinde yaşayanların ona hayranlığı bitip tükenmesin. İstanbul dün böyleydi. Bugün de öyle. İstanbul, başkentler başkentidir. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin, İstanbulsa evet; elbette, Adriyatik'ten Çin Seddine, Kırım'dan Yemen'e uzanan uçsuz bucaksız bir coğrafyanın merkezi. O, başkentler üstü. San'at, medya, ticaret, sanayiinse el'an da başşehri. Devletin veya İstanbul Belediyesi'nin yıllarca yaşadığı Erenköy'deki köşkü satın alarak müze yapmayı bir türlü düşünmediği İstanbul sevdalısı Necip Fazıl ne kadar güzel söylüyor: Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar... İstanbul, bu; rakipsiz, emsalsiz, kıdemli ve görkemli...kısacası Sultan Şehir. İstanbul varsa Türkiye var. İstanbul, Türkiye'nin vitrini, misafir odasıdır. İstanbul'la boy ölçüşmeye kalkışmak, çizgiyi zorlamak olur. İstanbul'a hizmet ibadettir. O'na hizmeti engellemekse en kötü hal. Allah, kimseyi İstanbul'a hizmeti engelleme bedbahtlığına düşürmesin. Başına kim bilir neler gelir? İstanbul'a hizmetin önüne duvar olanlar, hazreti Halid Eba Eyyub el Ensari'yle Sultan Fatih II. Mehmed Han'ı karşılarına alırlar. Ve daha kim bilir kimleri? Bu felakete de ancak "düşman başına" denebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.