Lokomotif

A -
A +

Medeniyetlerin İstanbul Buluşması birkaç gerçeği birden gözler önüne serdi. Afrika'da büyük bir uyanış var. Siyah adam, yüzyıllardır 'öteki' muamelesi küskünlüğünden sıyrılmış, batılıyı sorgulamakta. Azımsanamayacak bir entellektüel birikim içindeler. Sordukları sorularla batılı aydını hiç olmazsa düşünmek zorunda bıraktılar. İlber Ortaylı da buna işaret etti. Ortaylı Hoca dedi ki... "Hep 'Fransız edebiyatı' diyoruz... Siz asıl Afrika edebiyatına bakın." Kastımız -hatta- Kuzey Afrika'da değil. Orta ve Güney Afrika'nın kara derili, ışıltılı kalbli insanları. Bu insanlar batılının yani Avrupalının, Amerikalının kendilerini anlamadığını, anlamak gibi bir gayretlerinin de olmadığından yakınmaktalar. "Biz onların her birinin lisanlarını öğrenmekteyiz. Onlarsa bizim memleketlerimizin nerede olduğunu bile bilmemekteler" derken haklılar. Türkiye, dahi çok zaman bunu yaşamıyor mu? Afrikalılar gibi Ortadoğulularda da uyanış ve entellektüel mesafe katediş haylice fazla. Düşünürlerini, diplomatlarını yetiştirmişler. Hiç kimse ne Afrikalının mavili, yeşilli zıbınıyla beresine ve ne de Ortadoğulunun beyaz entarisiyle egeline aldanmasın. Marifet kıyafette değil, kafada. Üstelik o kıyafetler de çok seyrekleşmiş. Siyahi ırktan olanlar gibi Ortadoğulu Araplar da İstanbul Ruhunda kendilerini ifade imkânı buldular. Sonuç bildirgesinde Filistin'den 'devlet' diye söz edilmesi ve İsrail işgalinin sona ermesi üzerinde durulması bunun mahsulüdür. Eğer Türkiye olmasaydı, Afrikalılar ve Araplar bu imkânı bulamayacaklardı. Balkanlı, Kafkaslı, Orta Asyalı milletler de keza bu vesileyle seslerini en rahat biçimde duyurabildiler. O kadar ki bütün bu toplam kuvvet, AB'yi dahi Amerika'ya karşı etkiledi. İsrail'in kınanması bir şarttı, elde edildi. Diğer şart da ABD'nin terör tarifini tek başına yapmaması. Bundan sonra o da olabilir. O halde... Afrikalı, Ortadoğulu, Balkanlı, Kafkaslı ve Orta Asyalı, Türkiye'yle olmak zorunda. Onun gibi Türkiye de bu saydıklarımızla. Bir kere daha görüldü ki Türkiye, bütün bu milletler, bütün bu coğrafya için lokomotif ülkedir. Lokomotif olmadan katar olduğu yerde kalır. Katarsız lokomotif de tek başına fazla bir şey değildir. Gövdesiz gibi olur. Diğer taraftan doğu-batı arasında olmamız, medeniyetlerin buluşma ve kesişme noktasında yer almamız ayrı bir avantaj. Bu avantajı görmemiz ve faydaya dönüştürmemiz lazım. 'İstanbul Ruhu' bürokratik hantallığa düşmeden kurumsallaşmalı. Başrolünde olduğumuz önceki kurumlar D7'ler ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Konferansları da dinamik bir hayata kavuşmalı. Arif Nihat Asya, şiirinde taşıdığımız değerden habersiz olmamızdan şikâyetçi. Olmamak mümkün mü? Varlıkta darlık içindeyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.