Türkiye'de eğitim kalitesi

A -
A +

En iyi 10 okuldan 7'si özel okul. En iyi 10 öğrenciden 8'i özel okuldan. Üniversiteye giren en başarılı 10 gençten 7'si özel okullardan. En başarılı 10 sportif faaliyetten 9'u özel okullarda. En faal 10 laboratuvardan 8'i özel okullarda. Bu tabloyu bütün eğitim teşkilatımızda görmeyi çok isterdik. Fakat mümkün değil. Onun için Özel Okullar Derneği "Özel Okullar ve Eğitimde Kalite Sempozyumu" ismiyle yaptığı bir toplantıda hükümet üyelerini, parlamenterleri, basın mensuplarını, meslektaşlarını Antalya'da bir araya getirerek yolun açılmasının çarelerini arıyor. Özel okullar, deryada bir damla. Yekûn öğrenci sayısının ancak yüzde 1.5'i bu okullarda. Halbuki devletin küçülmesinden, her sektörün özelleşmesinden bugün de söz edilmekte. Ne yazık ki özelleştirme projesi çok ağır yürüyor. Milli Eğitimin sür'atle özelleşmesi lâzım. Devlet, adalet ve savunma dışındaki yükleri teşebbüs sahipleriyle paylaşmalı. Bunun için de vatandaşa kuşkuyla bakmamak lâzım. Şu gün özel okul, özel üniversite sahibi olup da devletin sırtından bir parça yükü alanların birçoğu, dün dershane işletiyordu. Hatta bazılarının ara sokaklarda son derecede mütevazı yerlerde dershaneleri vardı. Şimdi ülkeye çok namlı üniversiteler kazandırmış bulunuyorlar. Özel okullar, hâlâ 1965'te yapılmış olan 625 Sayılı Kanun'la yönetiliyorlar. Bu kanun ve mevzuat kendilerini tüccar olarak görmekte. Elleri kolları bağlı. Diğer dünya ülkelerinde böylesi faaliyetler teşvik edilip, destek verilirken bizde sürekli problemlerle uğraşılmakta. Özel okullarda yönetici, öğretmen ve hizmetli olarak 55 bin kişi istihdam ediliyor. Son senelerde özel okullar artarken bordrolu memur sayısı sür'atle azalmış, iktisadi buhran, her sektör gibi bu sektörü de görmüş. Buna mukabil özel okul temsilcileri devletin de bazı gerçekleri görüp farklı muamele yapılmamasını beklemekteler. Krize rağmen hiç eleman çıkartmamışlar. Eğitimde kalite, Türkiye'nin ana mes'elesidir. Bilgi toplumu zamanlarına kaliteli eğitimle varılacaktır. Çağdaş dünya eğitimdeki üstün vasıflarla yakalanacaktır. Onun için iyi eğitimci, modern okullar ve sermaye lâzım. Özel okullar en fazla 28 kişilik sınıflarla eğitim verirken resmi okullarda bu sayı 70-80'leri bulabiliyor. O halde hedefe nasıl varılır? Haset basitliğine düşmemek lâzım. Bu hem zararlı hem ayıp olur. Kalanı da yüzde 1.5 şartlarına yükseltmenin yollarını aramalı. Eğer, 1970'lerde özel yüksek okullar kapatılmasaydı bugün Türkiye'de eğitimin özelleşmesi kendiliğinden gerçekleşmiş olurdu. Özele, sermayeye, yeniye düşman zihniyet bir türlü ülkenin yakasından düşmedi. Özel dershane, özel okul, özel üniversite, "özel" vakıf Türkiye'nin yüzakı sivil toplum kuruluşlarıdır. Kırmak lâzım, şu kanundan mamul kelepçeleri. Tekrar etmekte yarar var. Devlet, adalet ve savunma dışındaki alanlardan çekilmeli. Dünyayla bütünleşen, küresel değerleri kıstas kabul eden şartlarda başka türlüsü de yürümez zaten...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.