Dünya Filistin'i tanımalı

A -
A +

Tanımak, artık dünyanın borcu. Milletlerin insanlık, devletlerin de devlet olma borcu. Amerika'nın Birleşmiş Milletlere tanınmaya atıfta bulunan görüş getirmesi isabetlidir. Hareket, sürpriz olarak değerlendirildi. Neden sürpriz olsun? Geç kalınmış bir teşebbüs. Üstelik Amerika'nın ne kadar samimi olduğu da meçhul. Şayet 11 Eylül olmasaydı Filistin belki de şimdi tanınmıştı. Washington'un samimiyetini şu bakımdan sorguluyoruz. Amerikan yönetimleri üzerinde önemli bir Yahudi etkisinin olduğu bilinen bir gerçektir. Acaba bu etkiyi aşarak bir ihtiyacı temenni olmaktan çıkartıp hayata geçirebilecekler mi? Filistin tanınsa ne olur? Herhalde bugünkü durum olmaz. İsrail, tanınmaya rağmen Filistin topraklarına girerse bu, Irak'ın Kuveyt'i işgalinden farksız olur. Bağımsız bir devlet tecavüze uğrar. Şu günse fiili işgale rağmen sanki bir devlet kendi şehirlerini cezalandırıyor. Dünya, böyle algılıyor. İşine böyle geliyor. Hayret verici olan şudur. İzahı da kolay yapılamayacak kadar bir ayıptır. Olur olmaz bahanelerle Türkiye'yi Kürt sorgulamasına tabi tutan AB'den Avrupalılara kadar hemen bütün batılı devletler, İsrail'in Filistin'de güttüğü yoketme politikasını her nedense görmezden gelmekteler. Aksi olsaydı da Araplar Yahudilere aynı terörü uyugulasalardı acaba dünyada neler yaşanırdı? Buna neler olmazdı ki demeli. Bütün başkentler ayağa kalkardı. Hariciyeler, demeç üstüne demeç verir, bombardımanlar hemen başlardı. Dünyada milletlerin sınıflara ayrıldığını bir kere daha hatırlatalım. Birinci sınıf olanlar var. Birinci sınıfların destekledikleri. Bir de kimsesizler. Ne yazık ki Somali, Filistin, Kosova, Bangladeş... gibi ülkeler, kimsesizlerden. İsrailse birinci sınıfların fazlaca şımartılmış çocuğu. Ariel Şaron'un döktüğü kanın vebali sadece O'na ve İsrail'e değil. O kanlardan, ölen bebeklerden, çocuklardan, dökülen gözyaşlarından, yanan ana yüreklerinden... bütün dünya sorumlu. Üçüncü bine giriliyor diye haftalar boyu şenlikler düzenlenmişti. Ne oldu, değişen bir şey var mı? Öyleyse isterse beşinci bine girilsin. Zaman elbette akıp gider, devir değişir. Mühim olan insan olmak. Adaletten nasipdar bulunmak. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. "Kasap" Filistin'de zulüm üstüne zulüm yapıyor. Dünya seyirci. Bu seyircilik, artık bitmeli ve vicdanlar azıcık sızlamalı. Dünyaya yıllar yılı Nazi aleyhtarı romanlar okutup, radyo tiyatrosu dinletenler, piyes ve film seyrettirenler... bugün aynı Nazi gaddarlığının içindeler. İstiklali tanınmış bir Filistin. Tek çare bu.Hiç de zor değil.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.