Kim bilmeli

A -
A +

Orası malum. ABD mühim devlet. Hatta şu günlerde moda tabirle tek kutuplu dünyanın süper gücü. Öyle olunca böyle bir devletin devlet adamları da önemli olur. Orası da muhakkak. Bu itibarla Amerikan devlet başkan yardımcısı Dick Cheney'nin ziyareti sıradan bir kapı çalma kabul edilemez. Hele konjonktür gereği istense bile bu yapılamaz. Ama yine de ziyarete verilen olağanüstü değer fazla değil mi? Bize fazla geldi. Aşırılık gözden kaçmıyor. Bu ülke, birçok ABD liderini ağırladı. Son olarak Bill Clinton geldi. Onda bile bu kadar şaşaa yoktu. Nedir, yoksa bilmediğimiz bir şeyler mi cereyan ediyor? Yoksa Cheney, Amerika'yı yöneten bir gizli güç var da onların mı adamı? Nasıl olur; evet, nasıl olur da Dick Cheney, Türk sivil otoritelerini atlayarak Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'yla başbaşa görüşmek ister? Bunu bir başka devletin temsilcisi isteseydi skandal olurdu. Manşetlerden hakarete boğulurdu. Amerikalı yapınca hiçbir anormallik görülmüyor. Ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, başbakan yardımcıları mevcutken onlar bir kenara bırakılarak doğrudan Genelkurmay Başkanı muhatap alınmak isteniyor. Maksat Beyaz Saray niyetleri istikamletinde ikna arzusu. Sivil otoriteye dolaylı baskı. Bu nezaket örseleyici tavra Ankara, yemekte bir araya gelme formülünü bulmasına rağmen teklif rağbet görmüyor. Ve sonunda zarurete binaen olsa gerek Cheney ve Kıvrıkoğlu başkanlığında bir toplantıya karar veriliyor. Türkiye'nin yapabildiği bu toplantıya İsmail Cem'i de kabul ettirme hamlesi. Doğrusu rahatsız edici bir tablo. Zaten içeceği suya, yiyeceği yemeğe kadar memleketlerinden getirmeleri bir garipti. Şimdi ona bir de bu nevi zorlamalar eklendi. Senenin baharı kışından belli olur. Böylesi yönlendirici, hükmetmeye dönük bir üslupla başlayan görüşmelerden çok fazla bir hayır çıkacağını sanmıyoruz. Aslında mevzu son derecede basit. Washington, Irak'a saldırmak istiyor. Kurt kafaya koymuş, kuzuyu yiyecek. Bunun da iki sebebi var. Birincisi, uzun vadeli petrol stratejisi. Diğeri de gelecek yıl seçim yaşayacak Amerikan iç kamuoyuna Bush'u tekrar seçtirme çabaları. Eğer, Türkiye'nin seslendirildiği gibi bölgeye dair kesin kararlılıklarımız varsa bu telaş neden? Sanki memleketimiz bir okul, Cheney de onu teftişe gelen bir müfettiş. Dick karşısında dik durmak lazımdı. Merak ediyoruz. Aynı kişi Arap devletleriyle İsrail'i de ziyaret etti. Acaba oralarda da böylesine inanılmaz bir alaka gördü mü? Keşke televizyonlar o görüntüleri bulup yayınlasalar. Amerikan başkan yardımcısı bizim başbakan yardımcılarından biriyle görüşseydi. Sonra başbakan yardımcımız misafiri başbakanımıza takdim etseydi... İşte o zaman dünya politikalarına imza atıyor olurduk. Nerede kaldı ki Sezer'in kabulü. Aksini düşünelim. Türkiye'nin benzer bir meselesi için bizim devlet veya hükümet adamlarımız Washington'a gitseler. Acaba şu pürtelaş ve pür heyecan şartların kaçta kaçı olurdu? Olmazdı... Olmuyor da. Onun için... Olması gerekenler de olmuyor. Dick Cheney, Ecevit'le başbaşa kaldığında herhalde şu mealde konuşmuştur. Biz vuracağız; siz bilirsiniz. Her şey bu 'siz bilirsiniz' cümlesinde. Üslupta bir yarı tehdit var gibi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.