Soygunlar...

Herkes, soygunlardaki tehlikeli artışı endişeyle takip ediyor. Nihayet poliklinik bile soyuldu. Bir sağlık kuruluşunun soyulması, sıranın Doğubank gibi bir adreste olduğunun habercisiydi. Seçilen merkezin Doğubank olması bilhassa değildir. Bir yerler soyulacaktı. Önce banka soygunları oldu... Bunu kuyumcularınki takip etti... Derken aynı iş kollarında tekrarlanarak devam etti ve nihayet polikliniklere kadar sirayet. Bir de medyaya aksetmeyenler var. Türlü dolandırıcılıklar var. Borç ödememeler var. Alacaklıyı tehdit var. Hortumlamalar var. Yurtdışına para kaçırmalar var. Hileli iflaslar var. Kimbilir polis kayıtları incelense daha neler görülür. Banka, kuyumcu... şu-bu... soygunlar günaşırı sıklığa ulaştı.. Doğubank soygununun tarihi ne kadar manidar. Tam da şartla salıverilenlerin hapishanelerden bırakıldıkları geceye denk geliyor. Tesadüf mü organize bir ekibin şuurlu mesajı mı? Bu soygunlar tehlike işaretidir. Eğer bir memlekette 3 kişilik iş ilanına 3 bin kişi müracaat ediyorsa orada bu hareketler sürpriz sayılmamalı. Piyasalar kan ağlıyor. İnsanlar, ekmeğe hasret. O halde kimse bundan böyle biz Arjantin olmayız pembe hayalleri görmesin.. İkili-üçlü-beşli çeteler ölmek, öldürmek pahasına artan bir sıklıkla bu soygunları tırmandırabilirler. Nasılsa soyguncuyu öldüren korumalar, salıverilenlerin yerine içeri atılıyor. Tehlikeli olan bu hadiseler karşısında cemiyetin pasif tasvibe gitmesidir. Ne demek istediğimizi bir anket ortaya koyabilir. Eğer, bir soygun için konuşanlar "ne yapsınlar?" diyorlarsa orada manzara ürkütücüdür. Şuuraltındakinin tercümesi şu. Soyguncunun olandan alıp olmayana veren... şeklinde idrak edilmesi. Şimdilik soygunları, hırsızlıkları, yol kesmeleri "ortaçağ değerleri" diye karaladığınız yüksek kıymetler frenliyor. Soygunu yapanlar, frenlerden boşalmış olanlar. Diğer taraftan Allah demenin bile suç olmasına doğru hızlı bir gidiş var. Bir zaman sonra vicdanlarda hiçbir oto kontrol zarureti kalmayacak. O zaman Arjantin'in lafı bile olmaz.