Her nasılsa vali...

A -
A +

Hemen herkesin çocukluğunda bu kıssadan izler vardır. "Vali olmuşsun ama, adam olamamışsın." Bu ibretlik misalin artık tarihte kaldığını sanıyorduk. Mümkün mü? Dünya durdukça fakir babayla, onun adam olmayacağını önceden keşfettiği oğlu arasında geçen hayat tiyatrosuna mahsus dram, hep sahnelenecek. Dramı, geçen hafta bir kere daha seyrettik. Bir küçük ilimiz... Kapalı salon karşılaşması yapılıyor. Babanın biri de Orta Anadolu'dan kalkıp, takımlardan birinde oynayan oğlunu seyretmeye gelmiş. Maçtır bu, heyecan eksik olmaz. Heyecanlı bir anda misafir baba, valiye "abi" diyor, bir arzı, arzusu var. Vali, hitap karşısında birden köpürüyor; "ne abisi ..... ben, valiyim; hadise çıkmasın diye buradayım" diyerek vatandaşı hakaretamiz ifadelerle yanından kovuyor. Yazıdaki noktalı kısımda bir devlet adamının ağzına yakışmayacak kelime, hatta kelimeler var. Vatandaş, belli ki onu tanımamış ama makam sahibi biri olduğunu fark etmiş; onun için -mesela- "beyefendi..." diyeceğine "abi" demiştir. Buna kızgınlık göstermenin haklı görülecek tarafı olabilir mi? Evet, resmi dilde öyle bir hitap yoktur. Lakin, günlük Türkçe'de en fazla kullanılan 100 kelime varsa birinin "abi" olduğunu herkes kabul eder. Üstelik 'abi' son derecede sıcak bir kelime. Ağa ve bey kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. İslam hukukunda büyük ağabey, baba hükmündedir. Oradan hareketle kültürümüz, büyük kardeşe hem ağalık ve hem de beylik izafe etmiştir. Ki bu aynı zamanda yüksek mes'uliyet yüklemek demektir. Halk, onu 'abi' yapmıştır. Türkistan Türkçesinde 'eke', Türkiye Türkçesinin alt dallarında dadaş, gakkoş, ede... gibi söyleyişleri vardır, Anadolu'nun bazı yörelerinde küçük, büyük kardeşten gıyabında söz ederken "ağam" diye konuşur. "Ağama danışmam lazım..." gibi. Bir valinin bu derinlikten haberdar olması gerekir. Belki diyecektir ki "stres altındaydım." Hayır, olmaz. Bir basket maçında kendini kaybeden, bir vilayeti nasıl idare eder? İşin bir de bize meçhul kalan trajik tarafı bulunuyor. Valinin küçümseyerek yanından uzaklaştırdığı şahıs, meğerse subaymış. Acaba karşısındakinin subay olduğunu anlayınca ne yaptı? Aynı tavrını korudu mu, yoksa lafa kılıflar bulmaya mı çalıştı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.