Elazığ buluşması...

A -
A +

Elazığ, vilayet nüfusu 600 bine yaklaşan bir şehrimiz. Doğu-batı yollarının kavşak noktası. Bu yıl, "Elazığ Ticaret ve Sanayi Fuarı"nın ikincisini yaşıyor. Fuar alanı tıklım tıklım. Katılımcılar fevkalade memnunlar. Ayrıca Elazığ, Elazığspor'un Süper Lig'e çıkması dolayısıyla da sevinçli, Elazığ, Türkiye'yi aydınlatan şehir. Yurdumuz büyük ölçüde Keban barajından gelen elektrikle aydınlanmakta. Şehir, baraj suyu ve Hazar Gölü ile bir yarımadaya dönmüş. Baraj gölünde arabalı vapur çalışıyor. Fırat Üniversitesi, 18 bin öğrenci kapasitesi ve eğitim kalitesi ile bir kısım batı üniversitelerinden çok ileride. Üniversite hastanesi bazı özel hastanelerden mükemmel. Üniversitenin çam ormanı her şeye değer. Dünyanın en kaliteli mermeri Alacakaya'da çıkmakta. "Elazığ Vişnesi" denen mermer Elazığ'ın dünyaya armağanıdır. Elazığspor'un iki renginden biri olan bordo, bu mermere işarettir. Diğeri deniz mavisiyse "iç deniz"in sembolü. Ferro-krom tesisleri Elazığ'dadır. Elazığ çilekte de emsalsiz. O meşhur kokulu Osmanlı Çileği, üretildiği köyün ismine izafeten Kuyulu Çileği olarak Elazığ'da yetişiyor. Paşa Armudu yendiğinde parmaklar birbirine yapışacak gibi olur. Bu armut, Elazığ topraklarına mahsustur. Elazığ'da vişne apayrı güzelliktedir. Kirazı kirazdır. Elazığ'ın Öküzgözü ve Boğazkere Üzümü üzerine üzüm olamaz. Mollaköy Kavunu, kavunun tâ kendisidir. Elma yine ayrı bir lezzettedir. Dut tazesi, kurutulmuşu ve dut-unu'yla yenir. Leblebisi ayrı güzelliktedir. Karakovan balı enfestir. Hormonsuz, tabiî gıdanın merkezi Elazığ'dır. İçliköfte, Bulgurluköfte, Harput Çorbası, Tırnak Ekmeği ve Peynirli Pide Elazığ'ın damak zevkine şahane örneklerdir. Peynir, lor, çökelek, Şavak... diye her çeşidiyle uzar gider Alabalığın en lezizi Elazığ 'denizleri'ndedir. Elazığ'da kurulan turşu sofraların vazgeçilmez çeşnisidir. Patlıcan salamurasının kokusu metreler ötesinden alınır. Çedene Kahvesi Elazığ'a mahsustur. Yöreye şöyle bakabiliriz. Elazığ, 3 turizm koluna birden açık. İnanç turizmi. Mutfak turizmi. Ve tabiat turizmi... Bu 3 turizmin üçünü birden aynı iklimde bulmak her zaman mümkün olmaz. İnanç turizmine çağrı yapan meşhur Harput'tur. Bir kartal kadar vakur, bir evliya gibi munis "Yukarı Şehir", Selçuklu ve Osmanlı mimari eserleriyle sanki bir açık hava müzesidir. Orada evliya ve ulema kabirleri, menkıbeleriyle birlikte ayrı bir zenginlik ve huzur vesilesidir. Mutfak kültürünün bir kısım ürünlerinden bir nebzecik bahsettik. Tadıldığında az yazıldığı görülecektir... Tabiata gelince. Yemek yiyip çay içilebilecek Harputkalesi, temmuz sıcağında buzlarla karşılaşacağınız Harput Buzluk Mağaraları, dünyayla yarışacak manzarasıyla Hazar Gölü, şifalı içme ve Kaplıcaları. Daha başka değerler de var. Kadınların başlarına örttükleri yemeniler bin türlü motifiyle el emeği göz nurunun nadide örneklerini teşkil ederler. Halı, nakış nakış, çeşit çeşittir. Hediyelik eşya her seçime hitap etmekte. Bir mekânda yalnız başına tabiat veya yalnız başına tarih, noksandır. Bunlar, Elazığ'da birbirini tamamlayan ahenk içinde. Harput-Elazığ, 1000'li yıllardan itibaren Türklerin elindedir. Düşman hiç girmemiştir. O yüzden yerleşik kültür çok kuvvetlidir. Âlimi, evliyası, ârifi, hikmet ehli, şairi, münevveri çok olmuştur. Bugün de Elazığlılar misafirperver ve yedirip içirmeyi çok seven hoş sohbet insanlar. Şehir, son asırda daha ziyade bürokrat ağırlıklı kişiler yetiştirmiştir. Öğretmen, subay, hekim, hakim ve emniyet mensubu... Yakın zamanlara kadar çevre iller gibi sanayi ve ticarete layıkıyla ehemmiyet vermemiş. Şimdilerde bu eksikliğini fazlaca hissetmiş bulunuyor. Onun için ciddi bir kalkınma hamlesi içinde. Elazığlı önce bölge şehri... Sonra da ülkenin yükselen yıldızı olma azminde. Hayret edilecek bir hakîkattir ki... Elazığ ne keşfedilebilmiş... Ne de O, kendini reklam etmiş. İşte bu fuarlar bir telafi faaliyetidir. Harput Gülü'ne gelince. Ona yörede "Tebrizî Gül" derler. Kırmızı renkte.. Kokusu, müthiş.. O güzelliği tarif asla mümkün değil. Şu kadarını diyebiliriz. Harput Gülü'nü bir kere koklayan o kokuyu ömür boyu unutamaz. Açmaya başlayınca durup dinlenmeden döker. Harput Gülü'nden yapılan reçel, pembe rengi ve hoş kokulu lezzetiyle her türlü takdire layıktır. Türkiye, iç turizmini hakkıyla ayağa kaldırmış değil. İlleri, insanları birbirinden habersiz. Sanki yaya veya merkep ve develerle aylarca yol alınan zamanlardayız. Memleketimiz, sahip olduğu serveti, vatandaşına da turistlere de hâlâ tam mânâsıyla tanıtamadı. Elazığ'ı gören turistlerin çoğu her sene gelecektir. Üstelik hava yoluyla da kara yoluyla ulaşmak çok kolay. Elazığ, sesi de gönlü de güzel insanlar diyarı. Hükümetlerin Elazığ'ın meselelerine kulak vermesi bütün doğuyu kalkındıracaktır. Hangi mesele denirse... İşte sadece biri. Doğalgaz boru hattı, ilin 24 km kuzeyinden geçerken bu topraklara neden uğramadığını Elazığlı kendine izah edemiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.