ACIPAYAM

A -
A +
“Her şerde bir hayr vardır” gerçeğini, şerleri üst üste yaşayıp ilm’el yakin kademesinden ayn’el yakin safhasına geçerek pekiştiriyoruz.
Eğer takiyyeci ve çok uluslu FETÖ terör örgütü, darbeye kalkışmayıp da faraza 3 sene sabretseydi zaten devleti ele geçirecekmiş.
Hesapların hesabı, Allahü tealada olduğu için mülkün mutlak kuvvet ve kudret sahibi, onları şaşırttı. Şarlatanlar, o şaşkınlıkla 15 Temmuz 2016’da daha yatsı ezanı bile okunmamışken darbeye teşebbüs etme gafletine düştüler.
Devlet, maruz kalınan musibetten dersler çıkartarak çok esaslı bir temizlik harekâtına başladı. Cumhurbaşkanı, “inlerine gireceğiz!” dedi; girdik. Yürüyüş, devam ediyor. Devlet, böylece safra atmakta.
Şimdi doların da inine girmiş bulunuyoruz. Dolar krizi patlak verip de ekonomik savaş başladığında DEİK Başkanı Nail Olpak’ın yaptığı konuşma dikkatimizi çekti. Her zaman aklıselim ve teenni ile hareket eden Sn. Olpak, “biz, bu krizi fırsata çevirebiliriz” dedi.
İkaz, iş dünyasınaydı ve tam vaktinde yapılmıştı.
Diğer tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan, gece-gündüz koşturmaktaydı. Recep Tayyip Erdoğan, bu esnada bir kere daha meydan okuyarak “başaramayacaksınız” dedi, vatandaş, bir kere daha O’nun çağrısına uyarak elindeki döviz ve altınları bozdurdu, dış dünyadan destek haberleri geldi ve Katar Emîri Halife el Sani, dedelerinin, İngilizlere karşı Osmanlı dedelerimizin yanında yer alması gibi vahşi kapitalizme karşı verdiğimiz savaşta saflarımıza koşup 15 milyar dolarla destek sağladı.
Tedbirler, çalışmalar devam ediyor. Bir harp cihazına döndürülen dolar, daha da aşağı düşecektir. Leşker-i dua’nın/dua ordusunun dualarının kabul olduğu görülüyor. Hacı adaylarının mübarek mekânlarda, vatandaşlarımızın, din kardeşlerimizin kendi hayatlarında yaptıkları dualar, tesirini göstermiştir.
Ne zaman?
Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın tehlikenin üstüne yürümesiyle. Nusret-i ilahi, İlahi zafer, ancak ve yalnız “öleceksek adam gibi ölelim!!!”, “hürriyetin bedeli candır!!!” diyen yiğitlere nasip olur. Pısırıklar, cesaretsizler, korkaklar, zafer kazanamaz.
İşinde gücünde, hukuka bağlı insanların olduğu meşru ABD ile Evanjelist ve Siyonistlerin at koşturduğu Trumpland’i: Trump ülkesini tefrik ediyoruz. Ankara, tedbirler aldıkça, dolar düştükçe “Trumpland” adlı paralel devlet yöneticileri, gemi daha azıya alacaklardır.
Fakat ne yaparlarsa nafile. Devlet adamlarımızdaki iman kaynaklı korku hissine yabancılık hasleti, Asr-ı Saadet’ten Osmanlıya, oradan günümüze intikal etmiştir.
Tayyip Erdoğan’ın sözünü dudaktan, gözünü budaktan sakınmaması, dünyayı yüreklendirdi. Şafak, Kızılelma renginde. Artık hiçbir şey, 26 Ağustos 2018 Malazgirt Dirilişi’nden önceki gibi olmayacaktır. Dünyanın kabadayılığına kalkışan aptal beyaz adamlar, mağlup olacaktır “Hak geldi, batıl zail oldu!”
Süper devlet olmak, kimseye verilmiş ilahi bir vaad değildir. Olsaydı Büyük Britanya kâğıttan aslana, SSCB donmuş ayıya dönmezdi. Bu gidişle çirkin Amerikalı da balmumundan heykele dönecektir.
Bize gelince; buradan da hayli dersler, iyilikler çıkacaktır. Herhâlde Amerika’dan badem, pirinç ve benzeri zirai mahsuller ithal etme ayıbından kurtuluruz.
Bademi, “Acıpayam” diye bir ilçesine isim yapmış bir memleketin, bugün dışarıdan badem ithal ediyor olması ayıp değil mi?
Tarım ve hayvancılıkta yalnızca kendimize yetmekle kalmayıp ihracat da yapabilelim.
Eski stat ve hava meydanları yıkılıp yerine Millet Bahçeleri yapıldığı gibi, ekim-dikim sahalarında yükselen binalar da ortadan kaldırılıp buralar yeniden ziraate açılmalıdır…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.